Karar aldım, o yaz ne yapıp edip Elifimi tatile çıkartmalıydım baş başa, babamdan hayır geleceği yoktu, Ayşe Abladan zaten isteyemezdim, iş aramaya başladım, ama bulduğum işlerin çoğu çok rahat işler değildi, aynı zamanda garsonluk gibi işlerde müşteri ters yaparsa ben de ters yapacağım için kovulurdum, nitekim öyle oldu, gittim bir çay bahçesine, Elemanın teki sırf çayı hafif açık oldu diye gibtimin beceriksizi dediği için adama kafa attım, e haliyle beni de kovdular, çok da giblemedim bulurduk bir iş illaki, olmadı pazarda limon satardım, babam gibi amelelik yapardım. Hiç bilemedin hale gider kamyon sararım diye düşünüyorum kendi kafamda, sonradan Serkan aklıma geldi. Kağıdı aldım gittim rica ederek bir telefon buldum aradım konuştuk, iş yerini verdi, dandik bir mekan, hiç bir şey yok, biraz da işkillendim, çay-kahve diye sorunca oralet istedim, neden bilmiyorum adamın yanında canım oralet çekiyordu, neyse, anlattım durumu, para lazım, tamam dedi delikanlı, yarın gel, bu işi detaylıca konuşalım, şimdi böyle alelacele olmaz, ben sana uygun bir yer bulurum yarına da gelir çalışmaya başlarsın, parayı da anlaşırız aramızda sen bunları kafana takma biz bize iyilik yapanı daha unutmuş değiliz aslanım, dedi ve beni tıpış tıpış eve yolladı lavuk, etkisi altına almıştı sanki pekekent, her dediğini onaylıyordum