+79
10 dakika da varacağımız kafeye 20 dakika da vardık. Girdik içeri, Beyza oturmuş tek başına, kaldırdı kafasını gördü bizi,
Yüzü öyle bir şekle büründü ki tutamadım kendimi gülmeye başladım, Fatih'de şaşırdı, birden yaklaştı kulağıma,
"dıbına koyim senin Teleri" dedi.
Gittik yanına, kalktı sarıldık. Fatih'le de sarıldı. Oturduk, ikisi de bir şey dememi bekler gibi yüzüme bakıyorlar,
"ee daha daha nasılsınız" dedim, gülmeye başladık.
"Fatih? sana ne yalan uydurdu bu yalancı?" dedi Beyza.
"kafeye gidelim, bir şey anlatıcam dedi, sana?"
"dışarı çıkartıcam seni dedi yalancı" dedi gülerek.
"Teleri?" dedi Fatih.
Başla bakalım Teleri..
"şimdi.. bakın bana.. Beyza, Fatih, çocuk muyum ben? birbirinize nasıl baktığınızı ben biliyorum, aynı şekilde ben de bakıyordum bir zamanlar, kimse ilk tanıştığı günden samimi olmaz.. olursa da vardır bir şeyler.. ikiniz de en yakın arkadaşlarımsınız, ikinizin de içini dışını biliyorum, nereye kadar bakışmalar, mesajlaşmalar? hoşlanıyorsunuz işte birbirinizden.. oturun daha fazla tanıyın birbirinizi.. herkesten çok ben mutlu olurum.. Beyza.. Fatih.. canımsınız benim, ama artık bir şeyler bekliyorum sizden, siz de kendinizden beklemeyi hak ediyorsunuz.. tamam mı? hadi Teleri kaçar :p"