Kafeden kalkmaya yakın yurt mevzusu açıldı, Yusuf,

"Teleri, kanka yurt yatağın bu gece seni bekler, ben eski odaya gideyim" dedi.

Vay muallak.. benim yokluğum da çöreklenmiş yatağımaa..

"yok kardeşim kal sen, ben iyiyim Fatih'in odada" dedim, gülümseyerek.

"siz yokken ben vardım, nereye zütürüyonuz?" dedi gülerek, biz de güldük.

Eski arkadaşlıklar küllerinden doğmuş bir şekil de bitirdim geceyi. 2 hafta geçti, eski düzene kavuştum..
Tabi Cansu olayı da vardı, Beyza'yla Burçin bir şeyler karıştırıyor..

Kendi aralarında fısırdaşıyorlar sınıfta falan..
hadi hayırlısı..

Beyza'nın Fatih'le arasını gibe gibe yapacağım, o kafadayım. ikisi de hissediyor bir şeyler, bakışmalarından bile belli oluyor. Bu arada mesajlaşıyor akşamları sıpalar..

Bir akşam yine hınzırlık peşindeyim, Fatih'e,

"kanka şu geçen gittiğimiz Yağmur kafeye gidelim mi?" dedim.

"gidelim de niye aq?"

"tatlı falan yeriz işte"

"iyi Selim'leri de çağır, gidelim" pff..

"onlar la hep gidiyoruz, bi gidelim ikimiz, çıkışta içeriz belki, anlatmam gereken bir şey var, anla işte aq"

"haa, tamam o zaman" kalktı, hırka falan giydi.

"sen aşağı da bekle, bi su dökeyim geliyorum" dedim, indi aşağı.

Plan başlasın.. bu işin sonunda ya dua alacağım ya da küfür belli ki.. gibtir et, hiç yemediğin şey sanki..

"beni dimi?" dedi alttan yavşak.. bak bak laf sokuyor amın evladı..