Tokadı basınca, ilk sene olduğu gibi uçtu aq.. yere düştü, aynı şiddetle bana gelse ben de düşerdim galiba. Yumruk atmadım.. gibtir et dedim, tokat iyidir.. tokat yeri geldiğinde yumruktan kat ve kat daha etkili olabilir.

Yerdeyken "noluyor dıbına koyim" gibi bir surat ifadesi oluştu, kahkaha atacaktım zar zor tuttum kendimi. Biraz yerde durup toparlandı, kalktı ayağa, yanak boydan boya kırmızı amk, esmer olmasına rağmen bir de.

"haketmişim harbi aq, kanka affet lan daha fazla tokat yemek istemiyorum" dedi gülmeye çalışarak.

"tamam lan sorun yok" dedim gülerek.

Sarıldık, uzun zaman sonra birbirlerini bulan dostlar gibi..
Ama o dostluk eskisi gibi olabilir miydi? sanmıyorum..

"oğlum o değilde, Cansu bana yapıştığında sen nasıl oradaydın?" dedim.

Harbi o amın evladı nasıl hesapladı?

Sinirlendi çocuk,

"sorma aq.. biz öpüşürken çekti kendini, benden sonra lavaboya gel dedi.. bir de öyle bir gülümseme koyuyorki kaltak, tamam.. ben gibecem bunu dedim.. gibecem diye geldim, gibilirken gördüm dıbına koyim" dedi.

Kahkaha attım aq.. vay kaltak..

"gibtir et gibecek kız çok" dedik gülerek. O da güldü.

Geri geçtik kafeye, Beyza'yla Fatih yan yana oturuyorlar hmm..

Kalktılar yine, Fatih hariç hepsi Selim'in yüzüne şaşkın şaşkın bakıyorlar,

"bir şey yok ya kamyon çarptı sadece" dedi gülerek.