ben iyice altıma sıçmaya başlamıştım bunları duyunca, diğerlerinin yüzüne baktım, herkes kafasını başka bi tarafa çevirmişti kimse benle göz göze gelmek istemiyordu. peki 1 ay geçtikten sonra ne oldu da rüyayı görmemeye başladınız oğlum dedim, dayanamadık cenk rıfkı amcanın yanına gittik, oturduk her şeyi anlattık özür diledik bize yardım edebileceğini söyledi, nasıl edeceğini sorduğumda o rüyada gördüklerinizi gerçekleştirmemiz gerekiyor yoksa hayatınızın sonuna kadar kabus görürsünüz dedi, biz o kabuslardan o kadar bıkmıştık ki bu saçmalığı kabul ettik, gittik onun evine. odasına girdik o elipslerin içine her birimizin ismini yazdık dedi. bu ne saçmalık oğlum ne diyosun dıbına koyim dedim, yüzümüze bak bi cenk yalan söyler gibi bi halimiz var mı dedi, hayır dedim ee ondan sonra noldu dedim kabuslar bitti, onun yerine her gün garip garip güzel rüyalar görmeye başladık cenk dedi, nasıl güzel oğlum dedim, biri vardı siyah saçlı siyah gözlü bi kadın, bizi sürekli başka ülkelere zütürüp gezdiriyordu rüyamızda, fransa ingiltere almanya amerika aklına gelebilecek her ülkeye zütürdü bizi o kadın dedi, ben kendimi tutamadım gülmeye başladım, birader dalga geçecek başka birini bulun dıbına koyim diyip kalktım eve doğru yürümeye başladım, yürürken bi yanım yalan söyler gibi bi halleri yoktu diyor, diğer yanım hagibtir lan böyle şey mi olur diyor, resmen kendimle savaşarak eve gitmiştim, yemek yiyip duş alıp yattım yatağa olanları düşünüyorum, devamında neler olduğunu merak ediyorum, kafamı gibeyim neden tersledim diyorum. neyse kendi kendime söz verdim o gece, bu olanların hepsini öğrenecektim, yoksa akli dengemi yitirecektim en küçük şeyleri bile takıntı eden sürekli onu düşünen biri olarak bu olay beni meraktan öldürebilirdi. ertesi gün okulda burağın yanına gittim direk, kardeşim dün için kusura bakma sinirim bozulmuştu dedim, kafasını salladı sadece. ama kendimi affettirip devamında ne olduğunu öğrenmeliydim