/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 251.
    +3
    Arabaya binip Pınar ile öpüştükten sonra,"Her gün daha da bir güzel oluyorsun" dedim. Serkan'a dönüp " Eee nasılsın bugün Serkan" dedim. Aynadan bakarak, "iyiyim abi ne olsun sen" dedi. "iyi Allah'a şükür ya." dedim. Serkan, Pınar'a dönüp "Direk şirkete gidiyoruz değil mi Pınar hanım " dedi. "Evet" dedi Pınar. Yolda önceki günden konuştuk. Şirkete gittiğimizde beni Esin isimli bir bayan karşıladı. Yapacağım işi anlattı. Zaten daha önceden bildiğim şeyler olduğu için zaman geçirmek amacıyla dinleyip ona işin incelikleri ile zorlanacağı sorular sordum. Mühendisler ve çalışanlardan bir kaçı ile tanıştım. iyi adamlara benziyorlardı, o yüzden onlara içten davranma kararı aldım. Tabii onların bana karşı tavırları aynı şekilde değildi. Yönetim kurulundan bir bayanın arabası ile şirkete gelen, belki kendilerinin uzun süredir terfi almayı beklediği pozisyona bir anda yükselen, kendilerinden yaşça küçük bir adama karşı tavırları az bile sayılırdı. Zaten yöneticiler kendilerine yöneltilen nefret ile çalışır diye düşünürüm hep. Her ne ise günü onları izleyerek başladım.ilk günden işlerine müdahale etmeye niyetim yoktu. Zaten iyi yöneticiliğin temeli, müdahale etmeden önce sürekli izleyip görülen yanlışlardan önce yapılan hatayı düzeltip; düzeltilen hatayı abartarak anlatıp, onun haricinde rutinde gelen başarıları kendine mal etmektir. Tabii,bir de stalin tavuğu misali; onları yerin dibine soktuktan sonra, bir iki ufak kıyak ve şirketin verdiği bir partide aldığın plaketin onların eseri olduğunu söyleyerek gözlerinde iyi bir yönetici olabilirdiniz. Ancak yine de plaket ve para sizde kalırdı. Onları izleyip not alıyormuş gibi yaparken bir yandan da Pınar'a şiirler yazıyordum. Tabii etrafta ilham perim olacak bir şey yoktu.

    Yazdıklarımın üzerini karalayıp, çöpe attım. Derken saate bakıp, harıl harıl çalışan arkadaşlara(!) ilk kıyağımı yapıp 15 dakika önceden paydos verdirdim. "Ama bakın ilk sefere mahsus" dedim, gülümseyerek. Hepsinde "çok komikmiş tipini gibtiğim" bakışı vardı. Ama gibimde değildi. Dışarıya çıkıp, ibrahim Beyi aradım. Esin hanımın yanına gitmemi bana bir araba tahsis edildiğini. Artık Pınar'ın yanında olmadığım dönemde iş için onu kullanabileceğimden falan bahsetti. Esin hanım tekrar yanıma gelip anahtarı verdikten sonra arabayı gösterdi.Bir jetta vermişlerdi. Güzel bir arabaydı. En azından şu an bir arabam olmadığı gözönünde bulundurulduğunda benim çok işime yarayacağı aşikardı. Arabaya bindim. Şirket arabası olduğundan yakıtı fullenmişti.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster