+110
-3
Ben de bir sandalyeye oturup Azad'ın çıkardığı kitaplara bakıyordum... Değişik kitaplardı en az 1000 yıllıkmış gibiydiler...
Kitapların üstünde değişik harfler , şekiller vardı ve kan kokuyorlardı... Belki de Azad kanlı elleriyle ellemişti bilmiyorum.
Siyah sakatat poşetinin içine baktığımda koyun kelleleri gördüm , yüzülmüştü... Koyunların dişlerini sökmüştü.
Hayvanların kırık bacakları , uzun bir halatmış gibi gözüken bağırsakları poşetin içindeydi.
Kokuya daha fazla dayanamayıp ağzını kapattım ve düğüm attım...
O sırada kafamı kaldırdım...
Evin merdiveninden aşağıya Azad'ın suretinde bir cin iniyordu... Parıl parıl parladığını hatırlıyorum. Gülerek ağır ağır merdivenlerden indi ve kapıyı kapatıp çekti gitti...
Nasıl olurdu bu ? Azad bu eve onların giremeyeceğini söylüyordu.
Ben gördüğüm olayın şokunu yaşıyordum Azad'ı kaldırmak aklıma dahi gelmedi. Hemen kapı önünde Havis ve Efhas'a baktım... Onlar hala benim penceremdeydiler... Hızla odama çıktım kapıyı açtım.
Ben hala odadaydım... Gördüğüm şey beni şok etmişti... Yatakta benim suretimde bir şey uyuyordu , Havis ve Efhas da hala o yatakta uyuyan şeyi izliyorlardı...
Bir insanın kendisini dışarıdan görmesi heralde dünyanın en korkunç görüntüsüydü...