Diğer günün öğle arası, bazı şeyleri anlayacağımdan habersiz uyudum..

Evet o günün öğle arası, Perşembe günü. Beyza yanımda, tam karşımızda yeni çifte kumrular, sağ tarafta Yusuf'la Burçin, sol tarafta ise Burak'la gözde oturuyor.
Burçin'de artık Yusuf'la oldu olacak gibi, siyah saçlı, güzel bir kız, Tekirdağ'lı. Fazla bir etkileşimimiz olmayacak onunla.

Neyse..

Oturduk yiyecekleri falan alıp, herkes bir o tarafa bir bu tarafa laf atıyor, sohbet ediyor, gülüyoruz. Muhabbet çifte kumrulara döndü, Beyza,

"hayırlı olsun gençler, kavga falan etmeyin hee (:" dedi. Gözde de,

"etmezler canım, Selim kırmaz kızı (:" dedi. Selim,

"seviyorum len ne kavgası (:" dedi, Cansu'nun gözlerine bakarak.

Bunu duyunca Cansu yanağından kocaman öptü,
sorun değil.. değil.. asıl sorun, öptükten sonra bana gizlice tabiri caizse "bin gülüşü" atmasıydı. Bir taklar yapmıştım, o taklar yakında ağzıma mı tıkılacaktı?

"bende seni seviyorum sevgilim" dedi, kafasını Selim'in omzuna koyarak. Sonra bana dönüp,

"ee Teleri, kutlamayacak mısın ilişkimizi?" diye sordu.

Bak bak yüzüne de masumluk katıyor amın evladı..