+51
-1
5-HALKLA ÇATIŞMA
Ankara'da Akıncı Hava Üssü'nde halkı çatır çatır taradılar. Kazan Devlet Hastanesi sabah kan gölüydü. 13 tane cenaze var. Şimdi bu darbeciler de aslında ikiye ayrılıyorlar içlerinde. Birinci grup darbenin yapılacağından haberdar olup ellerinden geleni ardına koymayanlar. ikinci grupsa emirlere itaat edip tatbikat var zannedip dışarı çıkanlar. Tatbikat zanneden insanlar zaten tankla ateş filan etmeden teslim oldular. Zaten ateş ettiklerini bir düşünsenize. O tankların üstüne insan çıkabilir miydi? Darbecilerin içinde bu işten haberi olmayan zavallı vatan evlatlarının da sayısı azımsanmayacak kadar vardır. Ama Akıncı Hava Üssü'nde sivil halka ateş edip bir düzineden fazla insanın hayatına mal olan ve yüzlerce insanı yaralayan insanların ben masum olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Bunlar da darbeden haberi olan ve darbeyi gerçekleştirmek için uğraşan düşük rütbeli subaylardı. Aynı şekilde helikopterler ve savaş uçaklarıyla havalanıp sivil halkı ve karakolları bombalayan pilotlar da olayların tamamen farkındaydı. Peki soruyorum. Ellerinde gene savaş uçakları olan ve bombala dediği yeri bombalattıran insanlar neden Kızılay Meydanı'na bomba atmadılar. Oraya düşecek bir tane f-16 füzesi bütün Ankara'yı evlerine sokmaya yeter de artardı bile. Madem halkı öldürmekten çekinmiyorlar neden halkın evlerine geri dönmesi için kayda değer bir hamle yapmıyorlar. sonuçta ellerindeki güçle değil 160 16000 tane insanı öldürebilecek savaş makinelerine sahipler
6-TRT BiLDiRiSi
Darbeciler TRT'de darbe olduğuna ve askeriyenin yönetime el koyduğuna dair bir bildiri yayınladılar. Bugün izlediğim bir habere göre Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'a bildiriyi imzalaması için baskı yapmışlar. TRT'deki bildirinin amacının halkı sindirmek ve evlerinden çıkmamaya zorlamak için yapılmış korsan bir bildiri olduğunu biliyoruz. Peki bu korsan bildiriyi neden sahte bir imzayla süslemediler. Amaç eğer halkı sindirmekse bu imzanın da kimin olacağı gayet açık. Ellerinde tuttukları komutanların. Bi düşünün. O bildirinin altında Genelkurmay Başkanı dahil ellerinde bulundurdukları komutanların sahte birer imzasını atsalar kimin bu durumdan haberi olurdu. Erdoğan dahil kimsenin haberi olmazdı. Hangimiz Hulusi Akar'ın imzasını biliyoruz ki. Ama eğer orada biraz da benzeyen sahte bir imza olsaydı emin olun oluşturacağı korku çok daha fazla olurdu. Sonuçta bilirkişi çıkıp oradaki imza sahte imzadır diye bir açıklama yapacak hali yok.
Evet arkadaşlar. Bunlar elimizdeki somut olan bilgiler. Daha bir sürü şey yazılabilir darbecilerin yaptıkları salaklıklar üzerine. Ama bunlar benim gözümde en öne çıkan hatalar. Bakın ben sıradan bir vatandaşım. Üstün bir askeri zekaya veya yüksek bir stratejik bilgiye sahip değilim. Ne zekası üniversite sınavında ilk 200 bine bile giremedim. Ortalama bir puanla liseden mezun olup ortalama bir okul kazandım. Ama ben bile bu basit hataları birkaç gün içerisinde fark edebiliyorsam gerçekten Türkiye'nin en zeki askerlerinden oluşan bir grubun haftalarca süren planlamalar yaparak bu basit hataları yapması bana pek akıl işi gelmiyor inanın.
Baya uzun bir yazı olacak demiştim. Öyle de oldu. Şimdi sadede gelecek olursak ben bu işin gerçek bir darbe olduğunu düşünmüyorum. Genelde böyle durumlarda birinci olarak en çok kimin işine yaradığına ikinci olarak da kimin yaptığı iddia edildiğine bakarım.
Birinci ihtimale bakacak olursak bu durumdan en en en çok nemalanan kişiyi ben söylemeyin siz tahmin edin. Ama direk bu ihtimal üzerinden Erdoğan'ı suçlamak saçmalık olur. Çünkü bu böyle basit bir iş değil. Adamlar TBMM'yi bombaladı. Bu işin Erdoğan'la olan en ufak bir ilişkisi ortaya çıkacak olsa yer yerinden oynardı. Ve illaki yakalanan generallerden birisi konuşurdu. Böyle bir risk almak hiçte akıl karı bir iş değil. ikinci ihtimale de bakacak olursak Fethullah Gülen. Şimdi Gülen'in Türkiye'de büyük bir gücü olduğunu inkar edemeyiz. Ama asıl gücü askeriye de değil emniyet güçlerindeydi. Elindeki en büyük kozu oydu. Ve en büyük kozunu oynadığında bile Erdoğan'ın evine giremedi. Girse ve yüzyılın dahisi oğlu Bilal'in sıfırlayamıyoz babaaaaa diye telefonda çığırtkanlık yaptığı paraları fotoğraflayabilse işler çok daha farklı olurdu. Onun altından montaj diyerek de sıyrılamazdı. Ayrıca bu darbede söz sahibi olan bir çok generalin zaten Gülen'in adamı olamayacağını da yaşları itibariyle anlamış sayılırız. yani birini satın alır ikisini satın alır. o kadar fazla insanı elinde bulunduramaz. Yargılanacak generallerin listesini internette her yerden bulabilirsiniz. Ha bu işin içinde Gülen'in ve adamlarının hiç parmağı olmadığı anldıbına da gelmez. Sonuçta bu askerlerin bir kısmı da Gülen'le ilgisinin bulunduğunun bilindiği ve haftaya Yüksek Askeri Şura'da emekli edilecek askerlerdi. Yani bu iş sadece Gülen'in yiyebileceği bir halt değildir diye düşünüyorum.
Şimdi özet geçecek olursak elimizde olan sonuç şudur. Bu darbe tamamen sahtedir. Zira bu darbeyi planlayan insanlar elinde bulundurdukları güçlerle iyi bir planlamayla darbeyi gerçekleştirebilecek askerlerdir. Ve bu darbeyi daha iyi şekilde planlayacak insanlardır. Yani olabilecek en mükemmel darbe senaryosunu bu insanlar yazabilirdi. Ama yazmadılar. Çünkü amaçları darbe yapmak değildi. Ama eğer amaçları darbe yapmak değildi ise bu insanlar neden hayatlarını bu kadar riske soktular. Sonuçta darbe yapamayacaklarını bilseler böyle bir şeye kalkışmazlardı. Ama böyle aptalca bir planlamayla da darbe yapamayacaklarını bildiklerine eminim. En azından üst rütbeli subayların. işte çıkmazda burada oluyor. yani sorularım şunlar ki:
1-Bu darbeyi yapacak olan insanlar darbeyi gerçekleştiremiyeceklerini bile bile nasıl böyle bir işe kalkışabilirler.
2-(Ve aklımı en çok karıştıran) bu insanları bu sözde darbe yapmaya kim ikna etmiş olabilir.
Tümünü Göster