+19
ilk dönem aslında çok çabuk geçti beyler, hiç anlamadım bile, Ayşe Ablanın evine daha sık gider olmuştum, Elifle konuşmak için sürekli meşgul ederdim onu, babamla da iyice kopmuştuk. Spor haricinde konuşmuyorduk nerdeyse, bir gün geldi, elinde gene bir ufakla, anladım annemi anlatacak, sevindim, mutfakta rahat bir saat uğraştı, bir sofra kurmuş ki beyler her şey var orda ya, yaktı sigarasını, bana bakmaya başladı hiç bir şey demeden, sonra gene anlatmaya başladı, uzun olması hoşunuza gitmediği için hızlı geçicem, annemle bir süre birbirlerini aramışlar, ben olmuşum o sırada, Annem babasından korktuğu için kaçıp Trabzona gitmişler, ben doğduktan sonra Annem babasını görmeye ve özür dilemeye gitmiş babasının yanına, bir daha da gelememiş geri. Babamın dediğine göre anneme benziyormuşum, gözlerimi ondan almışım, öyle diyor. Babam o gece ağladı, Nilay diye haykırarak ağladı, durduramadım, hareket edemedim, ben de ağladım ama, içime ağladım hep, Annem öldükten sonra da kumara vermiş kendini babam, her hafta sonu kumara gidermiş işte, sonradan anlıyorsunuz beyler, o zamanlarda nerden alsın memur parçası ps2, fiyatlar ateş pahası çünkü. Şans yüzüne gülmüş de bir şekilde öğretmen olmuş, o da olmasa halimiz nolurdu bilinmez