/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 426.
    +13
    Sabah erkenden üstümü giyinip dışarı çıktım. Otobüs beklerken sigaramı yaktım. 1-2 duman aldıktan sonra otobüs geldi. Acelem yoktu zaten hazır da hissetmiyordum kendimi. O yüzden otobüse binmeyip, gidip bir poğaça ve bir çay söyledim.O sırada günaydın mesajı geldi Damla'dan. Günaydın diye cevap verdim. Ardından beni aradı. Telefonu açtığım gibi nerede olduğumu sordu. Fırında olduğumu kahvaltılık bir şeyler aldığımı söyledim.Ne zaman buluşacağımızı sordu. Ancak akşam olabileceğini babamla bir yere gideceğimizi söyledim. Hevesi kırılmış gibiydi. Tamam o zaman ya gelince ararsın beni dedi. Ona yalan söylemek istemiyordum, ama ne olacağını bilemeyeceğim için ona söylememek konusunda kendime hak verdim. Çayımı bitirip, Sabri'yi aradım. Güvenebileceğim tek arkadaşım o ve Baran idi. Baran ailesi ile kavga ettiği için dışarı çıkamıyordu. Sabri'ye olayı üstünkörü anlattım. Otobüsün evlerinin önünden geçtiğini ilk gelene binmemi birazdan çıkıp, geleceğini anlattı.
    10 dakika sonra otobüs geldi. Otobüse bindim. 5 dakika kadar sonra bir sonraki durakta sabriyi görüp çaldırdım ve otobüse binip yanıma oturdu. Topluluk içinde olduğumuz için olayı indiğimizde anlatırım dedim.

    Otobüsten inip, kadının bahsettiği sarı binaya doğru yürümeye başladık, o sırada olanları sabri'ye anlattım. Olayın ciddiyetinin farkına varmıştı. Binaya vardığımızda binanın önündeki bankta, adamın biri oturuyordu yanına yanaştım. "Selamun Aleyküm dayı" dedim. "Ve aleyküm selam yeğenim" diye cevap verdi. Orada öyle bir aile oturuyor mu diye sordum, bilmediğini ama 3.kattaki dairede bir yaşlı bayan oturduğunu onun daha iyi bildiğini söyledi. Yukarı çıktık. Zili çaldıktan hemen sonra, kapıyı yaşlı tonton bir teyze açtı. Ona da durumu anlattık, ilk başta biraz geçiştirmeye çalışsa da çok önemli olduğunu söylediğimizde bizi içeri aldı. Atıştırmalık bir şeyler getirip bir de kola koydu masamıza ve anlatmaya başladı. "Derya kocası hasan ile bu bina yapıldığından beri burada otururdu. Çok hanım hanımcık bir kadındı. Çocuğunu da hatırlarım, zaten Derya'nın annesi ve babası öldüğü için beni annesi gibi bilirdi. Ben de onu kızım gibi severdim. Kızını ilk kucağıma da ben aldım. Oğlunu da ben büyüttüm, hatta arada gelir yanıma. Ama kızı hiç gelmedi." Bir iç çekti ve devam etti "Derya'nın Damla'dan önce bir kızı daha olacaktı, ama düşük yaptı sonrasında ise pgibolojisi bozuldu, herkes cinli sanırdı o kızı, yazık. Hastaydı. Ben de daha önce bakımevinde çalıştım bilirim. Kızına da zarar vermişti ondan sonra onu hastaneye falan zütürdüler."Aslında zamanımız vardı, ama daha fazla kötü şey dinleyecek halim yoktu. "Peki ne zaman öldü teyze ? " diye sordum. Yüzünü buruşturdu. O sırada ne kadar yaşlı olduğunu farkettim, "Öldü mü diye" sordu bize. Ben de "Bilmiyoruz teyze, onun için geldik" dedim. "En son burada çare bulamayınca Almanya'ya gitti kardeşinin yanına orada tedavi oluyordu" dedi. Durduk. Demek ki annesi hala yaşıyor olabilirdi. Teyzenin ısrarı ile önümüze koyduklarını yeyip içeceğimizi içtikten sonra teşekkür edip ayrıldık oradan. Sabri ile yol boyunca hiç konuşmadan yürüdük. Şok olmuştuk. Peki bunu Damla'ya nasıl anlatacaktım ? Yoksa anlatmasa mıydım ?
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster