-
26.
0ikimizde dönüp ona baktık. Üstünde antik romanın giysileri vardı. Yanında Romanın en çok değer verilen iki tanrısı tanrıların kralı Jüpiter ve savaş tanrısı Mars’ın heykelleri bulunuyordu. (Yunan mitolojisinde Zeus ve Ares). Ellerini kaldırıp “ikinizde ölmek zorunda değilsiniz ama birbirinizi öldürmek istiyorsanız sizi durdurmayacağım. Doğrusu iki cesur ve yetenekli savaşçıyı da kaybetmek istemem önünde diz çöküp bana bağlılık yemini ederseniz Kutsal lejyonlardan ikisinin başına geçip Romayı savunup Roma için savaşacaksınız. Bunu yaparsanız özgür ve yağmaladığınız şehirler sayesinde zengin olacaksınız. En önemlisi ise Romanın kahramanlarından biri olma şansına sahip olacaksınız.” Harika bir fikir. Lejyoner olmak değil, Romanın kahramanlarından biri olma şansına erişmek de değil. Ölmemek çok güzel bir fikir, evet en iyisi bu. imparatora bağlılık yemini ettim. Yanımdaki Türk öne gelip ben kimsenin önünde diz çökmem dedi. Bu adam delirmiş, olsun beni takmaz. imparator ise cesur bir delikanlısın seni anlıyorum ayaktada yemin edebilirsin sizin yemininizi bozmayacağınıza kendimden fazla güvenirim dedi. Kendim aptal gibi hissettim hala diz çökmüş duruyordum. Vakit kaybetmeden yerden kalktım. Türk ile yürümeye başladık yürürken adını sordum Alp dedi. Güzel isim en azından benim Servilius Casca ismimden daha güzel.
(Hikayenin gidişatını öğrenmek isteyenler için ismi araştırabilir. Burada spoiler vermek istemiyorum. Araştırdığınızda tarihi dikkate almayınız.)
başlık yok! burası bom boş!