-
51.
+26Onu evine bırakıp eve öyle döndüm. Babam çoktan eve gelmiş, yemek yapmış bana da bir tabak ayırmıştı. Geldiğimde bir kafasını çevirip, hoşgeldin dedi ve elindeki kitabı okumaya devam etti. Hoşbulduk dedim. içeriye baktım, patlıcan yemeği yapmıştı. En sevdiğim yemek olduğu için bir tabak daha yiyebilirdim. Yiğidi öldür, hakkını yeme; babam çok güzel yemek yapar. Zaten hep de annem ile ayrılma cesaretini buradan bulmuştur herhalde diye düşünüp gülerim kendi kendime. Döktürmüşsün yine dedim mutfağın kapısından salona kafamı uzatıp. Gülümsedi. içeri geçip yemeğimi yedim. Masayı toplayıp bulaşıkları yıkadıktan sonra, bilgisayara geçip oyun oynamaya başladım. Daha sonra telefonum titredi. Açıp baktım mesaj Damla'dan gelmişti. -Bugün için teşekkürler- yazıyordu. -Rica ederim ne zaman istersen- yazdım. Biraz daha oyun oynadıktan sonra bilgisayarı kapatıp, salona geçtim. Babam hala kitap okuyordu. Bana da bu alışkanlığı o kazandırmıştı zaten. Her neyse canım sıkıldığından Damla'ya "Evde tek başına korkmuyor musun" diye sordum. "Aslında biraz korkuyorum" dedi. iki gün ardarda bize gelmesi sıkıntı olacağı için. Ev telefonu var mı diye sordum.O sıralar Türk Telekom da ev telefonu aramak akşam 8 den sonra ücretsizdi. Var hatta odamda dedi. Ben de bizim ev telefonunun kablosunu çıkarıp odamdaki modemin kablosunu ona taktım, o gün babam gelip hadi yat artık diyene kadar yaklaşık 2,3 saat sürekli konuştuk. Okulunu, arkadaşlarını falan anlattı, ben de ona benzer şeyleri anlattım, işte o günden falan konuştuk. Sonra kapattım ve 10 dakika sonra falan uykuya daldım.
başlık yok! burası bom boş!