+31
Eve gittik. Eve çıkmadan önce, bir paket marketten bir paket sigara ve domates aldım. Eve çıktık. Kombiyi açıp saç kurutma makinesini damlaya verdim. Pijamalarımdan birini uzattım. "Gerek yok" dedi. "Hasta olmanı istemem" dedim. Aldı ve banyonun yerini sordu.
Ben yemeği hazırlarken o da saçlarını kurutup pijamayı giymişti. Menemen yapmıştım. Zaten öyle çok da yemek bilmem ya. Dolaptan içecek bir şeyler çıkarıp bardağa doldurdum. Ve onun gelişini gördüm. Dalgalı saçları omuzlarının üstüne düşüyordu. "Vallahi ne yersin diye sormadım ama tek bildiğim yemek bu" dedim. Gülümsedi. "Abim çok severdi menemeni "dedi. Ne kadar gülümsenebilir ise o an o kadar gülümsemeye çalıştım. Gözleri dolmuştu tekrardan. Masaya oturdu. Açtı belli ki ama 1,2 lokma aldıktan sonra teşekkür etti. Israr ettiysem de yemedi. O yemeyince benim de iştahım kaçtı. Ayağa kalkıp masayı topladım. Yardım etmek için sordu ise de izin vermedim. istersen salona git dedim. Bulaşıkları yıkadıktan sonra yanına geldim. Elinde Edgar Allan Poe'nun kitabı vardı. "Kitapları sever misin" dedim. "Evet" dedi. Yapacak bir şey aklıma gelmediği için babamın kitaplığını gezdirdim. Bir tane kitap aldı. Salona geçti. Ben de daha önce yarım bırakmış olduğum kitabımı aldım. Karşılıklı koltuklara oturup okumaya başladık. Daha doğrusu o okurken ben onu izliyordum. Derken kapı çaldı. Muhtemelen Barandır dedim. Ayağa kalktım, baran ise direk gelemeyeceğini söyleyip gönderecektim. Kapıyı açtım, babamdı. Ceketini asıp, salona doğru geçti. Damla ile karşılaşınca hiç istifini bozmadan az önce benim oturduğum koltuğa oturdu. "Merhaba kızım" dedi. Damla da "Merhaba" diye cevap verdi. Daha sonra babam ayağa kalktı ve kravatını çıkarırken "yemek yediniz mi" diye sordu. "Evet" dedim. Ve babamın arkasından babamın odasına doğru gittim.