+21
-1
Şirketteki bir kaç huur dedikodumuzu yapsa da Damla ile birlikteliğimiz seviyeli şekilde ilerliyordu. Çoğu kişiden hayırlı olsun dileklerini almıştım. Günler geçti aylar geçti. Mart 2011'de iyice bağlandım ben Damla'ya. Damla benim için hayatımın anlamı, günümün güneşiydi. Ama Mart 2011 benim için çok garip şeylere gebeydi. 3 Mart günü Damla ile buluştuk. Bugün daha bi heyecanlıydı Damla. "Nasılsın iyi misin" faslından sonra Damla ağzındaki baklayı çıkardı.
-Aşkım, ben seni anneme anlatıyorum hep. Çok merak ediyor seni. Babam da öyle. Bir akşam bize yemeğe gelsen ya, hem tanışmış olursunuz.
Bu teklif duygulandırdı beni beyler. Ciddi anlamda duygulandım çünkü bir kadın sizden böyle bi talepte bulunuyosa o iş ciddidir.
-Tabii ki gelirim hayatım. Ama güzel yemekler yap makarnayla doymam ben. dedim. Çok sevindi be beyler. O sevinince ben de sevindim. Aşk böyleydi zaten. Onda hayat bulmak...
-Tamam tamam yemek işi bende. Yarın akşam olur mu ?
-Olur olur. Kadınım ne zaman isterse. dedim.
-Bu arada babam koyu Beşiktaşlıdır, lütfen futboldan konu açma. dedi.
-Fener'e laf atmayacaksa problem yok canım. dedim. Ama atarsa işler yaş...
-Serhaaat dedi uzata uzata. Dayanabilir miydim amk ?
-Tamam kabul ya. Futbolun f'sinden konu açmıycam. dedim. Biraz daha oturup kalktık. Yarın hayatım bir kez daha değişecekti...