-2
Günlerden cumartesi, ailemden zorla izin alıp gittim Betül'ün evine. Yaşımız küçük tabi, daha 16yız. O akşam için ilginç planlarımız vardı. Hazırlığımız tam, çıktık yola. Minibüste giderken Betül o akşam için yapacaklarımızı anlatıyor, diyor ki cin çağıracağız korkmak yok. Tamam, ben zaten korkmam diyorum. Eve geliyoruz, evde kimse yok. Sadece o ve ben. Betül'e de bir aşığım o zamanlar sormayın gitsin.. Tam onu çağırdım karşıma, dudaklarım dudaklarına varmak üzereyken zil çaldı
Cem, Hasan, Arda, Melisa ve Hayriye geldi. içimden küfürler ede ede hoş geldiniz dedim, ev sahibi gibi.. Neyse, hep beraber oturduk masaya. Yemekti, sigaraydı derken saat 9 oldu. Hadi başlayalım dedik ve Betül içeriden fincan getirdi. Tam yuvarlak şekilde oturduk hepimiz. Parmaklar fincanda. Fincan titremeye başladı, bir ses ama öyle böyle değil. Kükrüyor resmen. Ben inanmıyorum hala. Ses sürekli benim ismimi söylüyor, Mustafa, Mustafa, Mustafa.. Tam 15 kez Mustafa dedi, sonra ampul patladı. Hemen telefonlara sarıldık, telefonlar çekmiyor. Koridora çıkıp ışığı açtım, açtığım gibi o da patladı. Telefonların ışığını açalım dedik, telefonlar kilitlendi birden. Melisa çığlık atarken birden bayıldı. Bunu gören herkes çığlık atmaya başladı. Hasan karşımda ağlıyordu.
Bu arada Bazı Resimler var Yöneticilerin izni Olursa Paylaşmak istiyorum..