-
1.
0Kaşlarında tedirginliği görebilmek çokta zor değildi. Bu arabayı ona kim vermiş olabilirdi ya da kimden almış olabilirdi. Gittikçe tansiyonum yükseliyordu çevre yoluna çıktık ilerlemeye devam ederken artık dayanamayıp yüksekten biraz alçak bir ses tonuyla- normal şartlar altında işimiz var diyince birbirimize soru sormayız- sordum.
- Metin kardeşim bu araba ne? Nereden çıktı ? Nereye gidiyoruz? Bi söyle ona göre bir şeyler düşünelim.
+Bizim abinin.
-Bizim abi kim oğlum ne oluyor dıbına koyuyum ?
+Mıstık bilmiyorum doğru mu yaptım ama ben bi taka bulaştım galiba.
-Ne taku lan dıbına koduğum ne halt yedin yine ?
+Bir arkadaş vasıtasıyla 3-5 kuruş kazanmak istedim ama sandığım gibi yapamadım Mıstık.
-Ne işi?
+ Nakliyat, nakliyat işi abi. Şimdi ona gidiyoruz.
-Lan gerizekalı kıç kadar arabayla ne taşıycaz dıbına koyuyum ikimiz anca sığıyoruz zaten.
+Abi- sağ eliyle koltuğun altına uzandı-
Ufak bir sırt çantasının içinden 1 poşet çıkardı, içinde renk cümbüşü oluşturan renk renk haplar karşısında rengim poşetin içindeki en beyaz haptan daha beyaz olmuştu.
-ALLAH SENiN BELANI VERSiN ! BUNLAR NE LAN ?
+Abi sakin ol. Bende böyle olacağını bilmiyordum.
-Durdur lan arabayı dön geri giberim yapacağın işi bırak beni eve.
+Abi az kaldı dur biraz sen arabadan inmezsin istersen.
- Lan salak! Neyden bahsediyosun dön lan geri.
Enseme pis bir ağrı girdi kaşlarımın arası Azer Bülbül'ün şarkı söylerken titrediği gibi titremeye başladı. Bir kaç dakikada aklımda binlerce soru oluştu sakinleştim olayı idrak etmeye başladım ve aralarından en gereksiz olan soruyu sordum ;
- Ne halt yemeye sana böyle bir araba verdiler ?
+ Bilmiyorum abi güven testi gibi bir şey herhalde.
- Sokuyum güvenine nereye gidiyoruz dıbına koyuyum ?
+Eskişehir'e abi.
-Ayakcılık mı yapıyosun ? Kafasını gibtiğim !
-...
Saatte 120 km ile yola devam ettik...
başlık yok! burası bom boş!