-
1.
+11https://www.youtube.com/watch?v=dJGTK0C7S8wTümünü Göster
ayıp olmuştur diye falan muhabbete girdim. ışıl olsun ismi. ergeniz o zaman değişik değişik muhabbetler çevirdik.
+nerden geldin buraya ?
-buralarda oturuyorduk. annem babam öğretmen atandılar. annemin sağlık problemi var babam nereye gitsek
okulun karşısında ev tutar benide oraya alır. 2 sokak ötesi olsa bile ayırmaz bizi..
+anladım. hoşgeldin o zaman kusura bakma bugün içinde öyle söyleyince kıramadım..
-sağol.. ya biliyorum önemli değil ben özür dilerim asıl öyle olsun istemezdim..
+yok ya saçmalama öyle olur mu sen neye özür diliyosun ki ?
-ne biliyim öyle üzüldüm işte..
bişeyler kıpraştı içimde. okulda ki o kadar huur erkekler bizi sevsin biz bakmayalım sürünsünler popüler olalım
acıları umrumuzda değil gibi ideolojiler izlerken bunları düşünen biri çok farklıydı şüphesiz ki..
bi süre böyle konuştuk. okulun son günleriydi artık. mezun olacaktık. gittik okula aldık diplomaları vs.
sınıftan çıkmasını bekledim. çıktığında beni gördü gülümsedim yanımda geldi. selamlaştık son yıl karnelerini falan
inceledik, amk hepsi 5 dedim naptın sen nerden biliyim onun için sıradan bişey olduğunu aq. bi planın var mı dedim
bişeyler içmek ister misin sınıfta kimseyle takılmak istemedim..
ya sınıftan arkadaşlar çağırmıştı özür dilerim falan demeye çalıştı. tamam tamam saçmalama sorun yok bende bulurum
bişeyler başka zamana artık dedim. tabi olur dedi. kalbimi zütüme soktu zütüme baka baka döndüm geri sınıfa.
gittik bizim metro çayırına içmeye geceledik döndük. neyse
yaz gelmişti gittim yine oto yıkamaya, ben çalışıyorum peder yiyor afiyet olsun canı sağolsun..
sabah 8 de gider akşam 9 da çıkardım 11 saat zütümü gibtirsem daha az yorulurdum.
onunla konuşcam diye gibtimin yerinde sabah 4 te uyurdum.
konuşurduk beyler. diyemezdim ki ben sabah 8 de işbaşı yapıyorum diye. korkardım uyu der konuşamayız diye.
sabah 7 de uyanınca yazmazdım hiç.. 11 gibi yazar işte olduğumu söylerdim. ne işi o öyle dedi bi gün..
babamın yanındayım geç gidiyorum öyle diye geçiştirdim.. hiç diyemedim ki seninle konuşabilmek için günde 3 saat uykuyla
akşam 9 a kadar it gibi azar yiye yiye çalışıyorum diye.. inanın pişman değilim, ama içim sızım sızım sızlıyor hala.
bi çarşamba zar zor izin istedim patrondan.. dedemin mezarına gidicem yarın ölüm yıldönümü nolur diye. keserim
haftalığından dedi tamam dedim. gitmedim işe o gün. haftalık ekgib gelince peder güzel bi çevirdi elinde beni ama gibimde mi?
müsait olup olmadığını sordum. olur dedi bi parkta buluşacaktık.
pazartesi aldığım 70 tl den cebimde 10 lira kalmıştı. 10 lirayla gidecektim yanına, sadece o değildi ama yanıma alacağım.
ben o gün yanımda ömrümü, yüreğimi zütürmüşüm, ömrümüde yüreğimide o gün o parkta bırakmışım. yeni yeni farkediyorum.
salı günü yine 4 te uyuduk. sabah 10 gibi uyandım yakındı evlerimiz. 11 gibi gidecektim yanına. aq sadece düğünlerde
giydiğim bi pantolon vardı. sıradan bişeydi ama yeni duruyordu işte. babam giydirir peşinden her düğüne zütürürdü onunla
bu da bizim oğlan diye gördüğüm tek hayrı oydu amk çevrem oldu az çok.
onu giydim. koştum talipten bi gömlek istedim, sordu nereye falan diye.
anlattım koştu içeri, babamdan çaldım al dedi 5 lirayla geldi.. sustum bişey diyemedim. bayıldı o çoktan kalanı
içiyorum al sen dedi. iyi dedim ödeşiriz sağolasın. giyindim çıktım..
başlık yok! burası bom boş!