+5
Sadık’larla yaptığım kaçamağıda anlattığıma göre tatil mevzusuna geçme zamanı geldi. Günlerden salıydı, izmir’de bir pansiyondan 4 kişilik yer ayırttırmıştık bile, hemen pılımızı pırtımızı alıp gece otobüsüyle izmir Bornova’ya indik. Gece yaklaşık 02.00 gibiydi, ben yorgun olmama rağmen bizim çocuklar pansiyona gitmeden ikişer duble bir şeyler içelim diye tutturdular, “ iyi lan tamam” diyip onların kafaya uydum.Tam ismini hatırlamadığım bir bara gittik, zaten diyerlerinin yanında bar bile denilemezdi. içerisi gece 2 olmasına rağmen doluydu. Genç kızlardan tutun, zencilere, sarışınlardan esmerlere kadar ne ararsanız vardı beyler, hemen gittik kenar köşelerden bi masaya oturduk, ortamları bilmediğimiz için korkuyoduk ama birbirimizede belli etmiyorduk korktuğumuzu. Bayan bi garson gelip “ Ne alırsınız baylar ?” dediğinde herkez dönmüş bana bakıyordu, “ herkeze buz gibi birer bomonti getirebilirmisiniz hanfendi” diyip dans eden hatunları izlemeye devam ettim. Millet kafaları bulmuş ortada kopuyolardı, deprem olsa farketmezlerdi o derece yani. Yaklaşık 1, 1.5 saat oturduktan sonra kalkıp pansiyona doğru yol aldık. Pansiyon dediğim şey aslında pansiyon değil beyler, günlük kiralık bir yer, plaja yakın ve sadece 120 tl, yani kişi başı günlük 30 tl.Eve vardık, pek umduğumuz gibi değildi, biz daha güzel bir yer beklerken sade bir ev çıkıverdi karşımıza ama bunada şükür diyip yataklara yerleştik. Saolsunlar 2 tane iki kişilik yatak koymuşlar eve o sayede herkez rahat uyudu. Sabah Erkan’ın sesiyle güne “Dıbına kodumun fırlaması” diyerekten herkez uyandı, mutfaktan tencere çatal almış birbirine vurarak bağıra bağıra o cırtlak sesiyle şarkı söylemeye çalışıyor alagavat. Herkez kalktı, duşunu aldı giyindi derken bende kahvaltı sofrası hazırladım. Balkon gibi biryer vardı, uzunlamasına kısa ama enlemesine genişti