-
1.
+11 -1Üçüncü dünya savaşında yaşadıklarım adlı hikayemin ilk entrysi yani ilk partı silindi ve gereksiz yere 1 gün çaylak yedim. Bu yüzden hikayeye bu başlıktan devam edip burdan bitirmek istiyorum. Hali hazırda 60 ı aşkın part var. Rez alın hepsini aralıklarla topluca yükleyeceğim ve bitireceğim. (bkz: üçüncü dünya savaşında yaşadıklarım)
---
Yıl 2029 . Ekim ayının son günleriydi. Türkiye için sıradan bir sabahtı. Genç bir asker olarak yine sabah traşımı oldum. 3 arkadaş kahvaltimizi yapıp askeriye servisini beklemeye başladık. Mesai saati yaklaştığı için başkent sokaklarında her zamanki boğucu trafik hakimdi. Arabayı bakıma verdigimiz için bir süre servisle gidip gelecektik. Muzaffer sigarasini çıkardı ve Selime uzattı. Benim icmedigimi bildiği için bana sormadı bile.
• **
Üç arkadaş kara harp okulundan birlikte mezun olmuştuk. Teğmen olarak göreve başlamamizin üzerinden yaklaşık 4 yıl geçmişti. Geçen sene de ustegmenlik rütbesini almıştık. Artık apoletlerimizde ikişer yıldız vardı.
• **
Servisin gelişiyle beraber Muzaffer ve Selim sigaralirini atıp ayaklarıyla sondurduler. Serviste yerimizi aldığımızda servis hareket etti. Askeriyeye geldiğimizde her şey aynıydı. Fakat üst rütbeli komutanlarimizin hiç biri yoktu. Bir terslik olduğu belliydi.
Öğleden sonra toplanildiginda özel bir durumdan bahsedilmedi. Her şey rutin akışına ilerliyor gibiydi fakat ben farklı bir şeylerin olduğunu anlamistim. Toplantıdan sonra odama geçtim. Çok değil yaklaşık 10-20 dakika sonra kapım çalındı. Bir emir subayı odama geldi. Hemen ayağa kalkıp selam verdim. " Generalim sizi görmek istiyor" dedi. Ardından " gece saat 12 gibi eğitim alanında olun." diye ekledi.
Şaşırmıştim . Neden gece saat 12? Bir generalin bir üst teğmen ile ne işi olabilir?
Sanki kafamdan geçenleri anlamış gibi "gerekli bilgileri size kendisi verecektir. Tam saatinde orda olun ve yanınıza bir şey almayın" dedi ve odamdan çıktı. O gün boyunca sürekli bunu düşündüm. Kafamda bin türlü düşünce ucusuyor ve hiç biri bana gerekli cevabı veremiyordu. Zaman geçti ve mesai bitti. Eve döndük. Sürekli saati kontol ediyordum . Saat 11 olmuştu. Bir bahane bulup çıkmalıydim evden. Bizimkiler seslendim : " Muzaffer! Evde ağrı kesici var mıydı? "
içerden " bakiyim" sesi geldi. 5-10 saniye sonra " kalmamış. Niye sordun?" dedi Muzaffer. " Hadi ya, başım catliyor. Neyse ben bi nöbetçi eczane bulup alırım" dedim. Bi şey demediler. Evden çıktım ve otobüse bindim. Eğitim alanına varana kadar sürekli konuşulacak konuyu düşündüm.
başlık yok! burası bom boş!