/i/Saçmalamaca

Bu altincide saçmalamak serbest !
  1. 66751.
    +2
    Sabah alarmım çalmadan birkaç dakika önce gözlerimi izmir'in o hani insanı yakan güneşine doğru açtım. Hafif bir gerinde sonrası yatağımdan kalktım. Telefonumu elime aldığımda birkaç mesaj gelmişti. Kimisi eski arkadaşlardandı. Ancak o mesajların arasında bir tanesi ilgimi çekiyordu benim. Ecem günaydın mesajı çekmişti. Ben de ona Günaydın. yazarak bir mesaj yolladım.

    Bir gün daha güzel nasıl başlayabilirdi ki? Hoşlanıyor gibi hissettiğiniz kızdan gelen bir günaydın mesajı, işte bu gerçekten iyi geliyordu. Üstümü giyinip kahvaltıya geçtim. Pek bir iştahım yoktu. Biraz mısır gevreği yedikten sonra sofradan kalkıp dişlerimi fırçaladım. Daha sonra güzel bir güne güzel bir koku yakışır diyerekten hoş kokular sıkınıp okul yolunu tuttum.

    Bu gün ayaklarım resmen beni okula zütürüyordu. Dün yaşanan güzel ilk günden sonra bu okul bana gerçekten okuldan ziyade daha apayrı bir yer gibi gelmişti. Okula varınca Ahmet'i gördüm. Yanında bir kaç kişi daha vardı.

    - Selamın aleyküm beyler diyerek bir giriş yaptım. Bugün etrafa karşı biraz daha özgüven toplamıştım.
    - Oo aleyküm selam kardeşim dedi Ahmet. Beyler bu fiberoptik tanıştırayım okulumuza bu sene nakil aldı kendisi sınıf arkadaşım olur.

    Sırayla ordakilerle tokalaştım. Volkan ve Serdar adında iki kişi daha vardı. Yine bizim dönemden ancak başka sınıflardandı. Kısaca bahsedersek Volkan az kısa boylu gözlüklü kıvırcık saçlı bir tipti. Serdar ise daha çok kalıplı yine kıvırcık ancak sarışın biriydi. Az çok muhabbet ettikten sonra sınıflara geçtik. Ancak sınıfta Ecem'i göremedim. Ders başlamıştı bekliyordum ancak Ecem yoktu. O ders bana ölüm gibi gelmişti dakikalar adeta geçmiyordu. Zil çaldığı anda telefonumu çıkarıp Ecem'i aradım.

    - Alo.. Ecem iyi misin hayırdır gelmedin? dedim.
    - Yok yok merak etme fiberoptik dün geç yatınca haliyle kalkamamışım yoldayım ancak ikinci ders başlamadan yetişirim ben dedi.

    O an ani bir rahatlama çöktü üzerime nedensizce endişelenmiştim. insanın başına her türlü düşünce geliyordu ne de olsa. ikinci dersin başlamasına bir kaç dakika kala kapıdan Ecem görüldü. Gülümseyerek bana doğru geliyordu. Günaydın şapşal. dedi. Ben de hoşuma gitmişti ki salakçana bir sırıtmayla Günaydın ehe. ettim Ecem'e doğru.

    Öğle olunca dışarı yemek yemeye çıktık okuldan. Yakınlarda bir dönerci varmış. Genelde orada takılırlarmış. Ecem ile birlikte o dönercinin yolunu tuttuk. Ancak vardığımızda mekan tıklım tıklımdı ve oturucak bir yer bulamamıştık. Masalardan birinde Ecem'in tanıdığı iki kız oturuyormuş. Onların yanına geçmek isteyip istemeyeceğimi sordu. Benden de olur cevabını alınca yanlarına geçtik.

    - Merhaba ben Beyza dedi esmer ve bir kıza göre uzun olan kız. Vücut hatları olarak ise bir mankenle yarışabilirdi eğer isterse. Sonradan öğrendim bu kız bizim bir üst dönemimizdenmiş.
    - Merhaba ben de Selis dedi sarışın olan kız ise. Bu kız ise diğer kız kadar güzel olmamakla birlikte güzel sayılabilecek bir kızdı.
    - Tanıştığıma memnun oldum ben de fiberoptik dedim kızlara samimi bir gülümseme atarak.

    Daha sonra dönerlerimizi söyledik ve kısa bir bekleyişin ardından geldi. Ben acı yemeyi seven biri olduğum için gömüldüm acıya. Kızlar pek sevmiyorlarmış acıyı ondan alışık olmadıkları bir şekilde acı yememi izliyorlardı.

    - Ağzın yanmıyor mu ya diyerekten bir soru yöneltti bana Beyza.
    - Yok hayır alıştım artık dedikten sonra Beyza bana doğru hafifçe gülümsedi.

    Yanımda oturan Ecem ne kadar acı olabilir ki diyerekten ağzına iki tane turşuyu direkt olarak attı. Çaktırmamaya çalışsada o çilli yanakları pespembe olmuştu bile. Her zaman olduğu gibi tatlıydı. Yemeğimizi yedikten sonra hesabı ödeyerek mekandan kalktık. Okulun yolunu tuttuk. O gün daha fazla insanla kaynaştım ve saatler ardı ardına geçti. Son zille birlikte okul bitti samimi olduğum bir kaç kişi ile vedalaştıktan sonra Ecem ile evlerimizin yolunu tuttuk.

    - Bu akşam buluşmak ister misin tekrar diye sordum Ecem'e?
    - Teşekkür ederim ancak evde ilgilenmem gereken birkaç işim var dedi.

    Anlayışla karşıladıktan sonra Ecem ile vedalaştım. Ve kendi evimin yolunu tuttum. Eve vardığımda günün yorgunluğu üstüme çökmüştü. Elimi yüzümü yıkadım, üstümdekileri çıkarıp kendimi yatağıma attım. Tam gözlerimi kapayacaktım ki telefondan bir titreme geldi. Mesajı atan Beyza'ydı.

    - Merhaba fiberoptik nasılsın?
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster