-
1.
+7Babamın aniden içeri dalmasıyla yerimden sıçradım. Babam fark etmiş olacak ki güldü hahaha çok komik. içeri dalan sendin. Babam:Tümünü Göster
-Bugün Ege ile buluşmayacak mıydın?
-Ayy onu tamamen unutmuşum. Neyse hemen hazırlanayım.
-Tamam.
Bu arada Ege benim erkek arkadaşım. Babamın kapıyı kapatmasıyla fırlamam bir oldu ne giysem ne giysem. En sonunda deri bir etek ve krem bir gömlek giymekte karar kıldım. Ege'yle kafede buluştum, hal hatır sorduktan sonra bir kahve aldık. Ona konuyu açmaya niyetliydim...
-Ege?
-Efendim?
-Bizim yeni eve girdiğimde garip bir his oldu içimde sanki yalnız değilmişim gibi.
-Çünkü annen ve babanda var, diyip güldü.
-Kendince espri yaptı geri, dememle bunu sesli söylediğimi anlamam bir oldu. Yüzü değişti çocuğun.
Onun gönlünü aldıktan sonra ön masamızda oturan adamı görünce şok geçirdim. Suratının yarısı kan içindeydi. Daha önce nasıl farketmemiştim? Sonra gözüm karardı. Son hatırladığım buydu... Uyandığımda hastanedeydim. Ege başımdaydı.
-Sen bayılınca hastaneye getirdik.
-Getirdik?
-Ön masamızda oturan adamın arabasıyla geldik.
-Hmm...
O adam normal olacak ki birtek ben o saçma olayı fark ettim. Deliriyor muyum acaba diye düşünürken hemşire içeri daldı. Hemşire:
-Tansiyonun çok yükselince bayılmışsın. Eğer kulak çınlamaları duyarsan bu yüzdendir, diyip gülümsedi ve ekledi: Serumun bitmiş. Çıkarınca taburcu işlemlerini yapabiliriz. işlemleri yaptıktan sonra kurtuluyordum şu iğrenç hastane kokusundan. Dönüşte Ege beni eve bile bırakmadı. Otobüsle eve döndüm. Eve vardığımda babam:
-Neden bu kadar solgunsun?
-Bilmiyorum iyiyim halbuki, diyerek geçiştirdim.
Lavaboya gidip aynaya baktığımda savaştan çıkmış gibi görünüyordum. Gün boyu odama kapandım ve akşam aklımda onlarca soru olsada günlüğümü yazmaya karar verdim.
GÜN 2
Bugün kanlı bir adam yüzü görüp bayıldım. Ama gördüğümün hayal olduğunu anladım.
Bu ev bana ne yapıyor?
Tam uykuya dalacakken kulağım çınlamaya başladı. Tansiyonum fırlamıştır diye düşündüm. Ama çok arttı. Kulaklarımı tıkadım. Bir süre sonra hafifledi. Gidip bir su içmeye karar verdim. Su içtikten sonra elimdeki bardağı yere düşürdüm. Çünkü annem mutfağa girmişti. Ve gözleri... Onlar bembeyazdı. Ağzından şu kelimeler döküldü:
-Tansiyonunda sorun yok. Bu bir kabus!
Demesiyle fırlamam bir oldu. Haklıydı. Kabustu. Ama... kulaklarım, kanıyordu. Kabus olmadığından eminim. Ter içinde kalmıştım...
başlık yok! burası bom boş!