/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +9 -4
    uzun uzun yazıp hikayeyi çabuk bitirincem

    inanıp inanmamak size kalmış okuyun ve beyninizde kendi yaşadığınızı canlandırın.
    Gerçekte Yaşanmış bir olaydır

    19 Kasım 2014 gecesi rutin hayatımın bittiği gece...

    Adım Ali Rize Nin Pazar ilçesinde yaşıyorum her sabah kalkar köyün merkezindeki pideci dukkanimi açarım babadan Yadigar Tek başıma yaşıyorum Annem ben çok küçükken vefat etmiş babamda vefat edeli yaklaşık 2 yıl kadar bir süre geçti ve o 2 yıl hayatımdan çok sey alıp zütürdü.

    Babam vefat ettikten sonra ardında bir mektup bırakmış Mektupta yazdiklarina göre Kastamonunun inebolu ilçesi adar köyüne gitmemi istemiş . kendisi zaten yılın yarısını bu koyde gecirmekteydi. Oraya gittim de kendime çok dikkat etmemi ve onu affetmemi istemiş. iyide biz hiç kötü ayrilmadik ki hep arkadaş gibiydik babamı affedecek ne sebebim olabilir ki ???

    Bütün bu sorulara cevap bulmak için yola koyuldum ve Kastamonu ya ulaştım . babamın adar köyünde müstakil 2 katlı biraz harabe bir evi vardı . seneler önce gelmistim buraya yerini tam hatırlamiyordum. Köyü dolanıp bir kaç kişiye evin yerini sormak istedim lakin hemen hemen köy terk edilmiş burda kalanlar ise ters insanlar birsey sordummu hemen araklarını dönüp gidiyorlar. Köy meydanında ufak bi mescid tarzı bir Camii vardı babamda dini ne düşkün olduğu için kesin bu camiidekiler babamı tanıyor die düşündüm. camiiye gittim ve cemaate;
    Selamın aleyküm ben Rüstem in oğlu Ali babamın burdaki evini arıyorum da bilen kimse varmı diye sordum. Cemaatten yaşlı bir adam Rizeli Rüstem mi bu diye sordu evet dedim . o iblisin dölüsün sen sende bizlere zarar vereceksin diyerek Ağar ve sert bir biçimde bana hakaret etmeye devam etti. Ne olduğunu anlamadım neredeyse beni dövmek üzereydiler içeriden . caminin hocası çıktı sakin olun Rüstem kirli diye bu çocukta kirli olacak değil diyerek cemaati sakinlestirdi. hoca yanıma gelerek benim adım Fatih delikanlı gel otur soluklan biraz birer çay içip muhabbet edelim dedi. oturduk caylarimizi içtik . Merak ettiğim onca soru vardı ve yanıtlarının hepsi Fatih hoca da vardı.
    - Hocam babamla ilgili bu köy halkı hem çok sinirli hem iblis gibi sözler söylüyor bunun sebebi nedir diye sordum
    Hoca cevap verdi
    - Bak delikanlı baban yıllarca defineler aradı her yeri kazdı yasaklı yerleri buldu dokunmaması gerektiğini söyledik dinlemedi. Baban yanlış varlıklarla alışverişte bulundu. sen doğmadan öncesine dayanır bunlar . Babana engel olmaya çalışanlar acı çekerek sebepsiz yere öldü . O yüzden yıllardır baban bu koyde sevilmez eskiden cemaat te severdi bizlerde severdik ama para sevgisi onu Allah yolundan bile çıkarmıştı...
    Bu sözler beni gerdi babam ne tür varlıklarla alışveriş yaptı ne oldu nasıl oldu şimdi nolacak diye düşünürken. Hoca
    - benden sana tavsiye delikanlı o eve gitme gideceksende bir güzel abdest al kendine dikkat et o evde asla yalnız kalmazsın gitmek istedine eminmisin?
    diye sordu bende
    - Cevaplanmasi gereken sorular var gitmek istiyorum babam öyle istemiş benden dedim ve evi tarif ettiler .
    Patika bir yol uzun ucurumlar var etrafında yol üzerleri dikenli bitkilerle dolu saat öğlen 3 buçuk 4 civarı biraz tedirgin bir şekilde yolu gittikçe evin yerini animsamaya başladım . neyse eve vardım bahçede dikilmiş kazıklar üzerlerinde siyah carsaflar vardı korkuluk gibi ama ürkütücü geliyorlardı.
    eve girdim herhangi bir ışık yok sayısız mum her bir kenara asılmıs ipler duvarlara yazılmış arapça anldıbını bilmediğim kelimeler pis bir koku dayanılması güç . içim ürperiyor sırtımda ensemde birinin nefesini hissediyor gibiydim nasıl gececekti burda gece henüz ne yapıcagıma dair tek bir düşüncem bile yok . Bir yerden başlamam lazimdi bu eve gelmemin bir sebebi olmalıydı. hemen odaları gezmeye başladım koltuklar da sapsarı lekeler ve her lekede farklı bir sembol gibi izler bırakmış bir kutu buldum içini açtım 1 kadının bir sürü fotografları , fotoğraflarda gözleri oyulmus bir şekilde . kutunun birde alt gözü var orayı açtığımda ne olduğunu anlayamadım bir sürü kağıda yazılmış cam bir şişe içinde duran arapça ile yazılmış not şekilde bişeyler buldum. Akşam oluyor güneş batiyordu ezanın okunmasina yaklaşık 45 dk falan kalmıştı ve evden notları alıp Camii ye doğru yola çıktım hem namaz kılacak hemde fatih hocaya bu notların ne anlama geldiğini soracaktım.
    Evden cıkmamla bahçede bir domuz gördüm hızlıca bir o yana bir yana koşuyor ve tek bacagıda yoktu yine içim urperdi hızlı adımlarla oradan uzaklastım. Neyse ki Camii ye geldim namaz kılındı akşam oldu . Fatih hocanın yanına gittim elimdeki notları gösterip.
    - bunlar ne anlama geliyor hocam ? diye sordum .
    Hoca nin gözleri büyüdü korkmus irkilmis gibiydi hafif kısık ve titrek bir sesle. Babanın yasaklı varliklarla iletişimi bunlar evladım ama tam ne yazdığını anlayabilmis değilim arapça deil ibranice çok az biliyorum bu dili ama burdaki yazıları okuyabilen birini tanıyorum lakin kirli oda baban gibi bize yardım edermi bilemiyorum dedi.
    Fatih hocayla yola koyulduk bize yardım edecek olan Süleyman adlı adamın yanına gitmeye başladık . bir mezarlık içinden geçerken Hoca dur delikanlı bir fatiha oku birde selam ver kabre dedi . hocanın dediğini yaptım ve hoca
    - Yolun bundan sonrasında sakın etrafındaki cisimlere bakma sana biri seslenirse duymamazlıktan gel babanı anneni görebilirsin bu yolda sakın yanlarına gitme dedi.
    Çok korkuyordum gitmek istemesemde yola devam ettim. Yolda kulaklarimin içine bir kadın Ali geri dön sana kimse yardım edemicek diyor. ben yola devam ettikçe sinirlenip sesi kalinlasiyor ve sanki delirmis gibi bagariyordu. Hoca dualar okumaya basladı kulagimdaki çığlıklar azalmaya başladı...
    Yaklaşık 1 saat bir yolu güç bela yurudukten sonra Süleyman denen adamın evine gelmiştik saat tam akşam 8 civariydi
    Kapiyi çaldı hoca sanki kimse yoktu geri dönelim dedim. hoca dur dedi.. Daha yüksek bir sesle bağırarak
    AÇ KAPIYI DEYYUS! diyip kapıya sertce vurdu Fatih Hoca
    Süleyman kapıyı açtı
    - Ne var Hoca onlar burda ve cok rahatsız oldular gelmene git burdan gidin dedi.
    Hoca
    - Su kağıtta yazanları oku gidicez. diyerek şişeyi Süleyman a uzattı.
    Süleyman okumaya başladı noldugunu sordum. Bilmesen daha iyi olur dedi . Hoca araya girip oku soysuz seni die bağırdı .
    Öleceksin çocuk tohumsuz baban seni yapmak için yardım istemiş başta sonra sen olunca borcunu odemek adına annenin bedenini onlara verip birde para istemiş anlasmaysa bu sefer senin bedenin o pis ruhunu yavaş yavaş emerek annen gibi öldürecekler senide ikră adını unutma o senin bedeninde hayat bulacak nereye gidersen git artık onlar senin peşini bırakmayacak dedi ve kulaklarimin içini yırtarcasına bir çığlık sesi duydum ip ince çok ürkütücü korkunç. sesin etkisiyle yere düştüm fatih hoca hemen yanıma gelip dualar okudu yine dualarla sesler kesilmeye başlamıştı ve daha 2 saniye önce karşımda duran süleyman yoktu.
    Hoca bana dönüp .
    -Basın büyük belada önce sana yapılan büyüyü bulup nasıl bozacagimizi cozmemiz lazım . babanın evinde senin adına bir büyü olmalı gidip onu bulmayiz. dedi
    ve eve dogru yola koyulduk...
    ···
   tümünü göster