+20
Kapıyı açan Sakallı adamın ta kendisiydi. Elindeki paltoyu bana uzattı ve bende teşekkür edip geri döndüm. Tam eve gidiyordum ki Bahçedeki mermere oturmamı söyledi. Oturdum ve o da yanıma geldi. Eli sarılıydı. Sardığı bezde kan izleri vardı. Benden saklamaya çalışıyordu fakat gözümden kaçmamıştı. Cebine soktuğu yaralı elinden gözümü alamıyordum. O da bunu anlamış olacak ki ekmek keserken yanlışlıkla elini kestiğini söyledi. inanmamıştım fakat başka bir şey sormaya da korkuyordum. Bana o odada gördüğüm kişilerin yeğenleri olduğunu söyledi. ipte asılı olan ayaklarında şehirde bulunmadığı için burada kurutup şehirde yemek yapmaları için astığını söyledi. Bir daha izinsiz odalara girmemem konusunda beni tembihledikten sonra yaralı olmayan eliyle başımı okşadı ardından eve yolladı beni. Eve geldiğimde hummalı bir çalışma vardı. Akşam yemeğini yedikten sonra bu hazırlık devam etti ve çantalar hazırlanmıştı. Kazma ve kürekler ortaya çıkmıştı. Savaşa gidiyorduk hissine kapılmıştım. Bu sefer bende yanıma kalın giysiler almıştım. Köy meydanında buluşmak üzere sözleşmişlerdi dün gece. Akşam ezanına 10 dakika vardı. Evden çıkıp köy meydanına gittik. Dünkü kalabalıktan eser yoktu . Dursun abinin ölümünden korkmuşa benziyordu köylüler. Sadece köyün en fakir ve kaybedecek birşeyi olmayan insanları vardı. Biraz daha bekledik fakat bize katılan olmadı. Sakallı adamı beklerken bir kamyonet geldi ve içinde Sakallı adam vardı. Kamyonetin kasasına doluşmaya başladık. Bu sefer yürümeyeceğimiz için sevinmiştim. Kamyonet biz dolduktan sonra marş yaptı. Köylülerin bakışları arasında köy meydanından hareket ettik. meydandaki Kahve gitgide uzaklaşıyordu. Ve bir süre sonra gözden kaybolmuştu.