Ayça'mın ölümünden sonra iyice içime kapanık bir insan oldum. Evimde ki bütün duvarlar da onun resmi vardı. Bütün günümü mezarının başında onunla sohbet ederek geçiriyorum. Belki o cevap veremiyo ama beni duyduğuna eminim. Mezarının üstü çiçek dolu, her hafta yeni bir çiçek ekiyorum mezarına ve çok iyi bakıyorum onlara. Hiç bir tanesi solmadı henüz.
Sevdiğim kızın mezarının yanından ayrıldım. Evime dönmek için arabama yöneldim. Ayça'nın ölümünden sonra iyice kendimi salmıştım. Yemek yemeyi, su içmeyi unutmuştum adeta. Naci Ustanın mekanına gittim. Uzun zamandır uğramıyordum.
+Nerelerdesin hocam
-Sorma Naci Abi biraz sorunlarım varda.
+Hayırdır inşallah sen geç masaya ben geliyorum her zamankinden mi?
-Evet usta.
Herzaman oturduğum masaya geçtim. Buraya en son Ayça ile gelmiştim. Bir an karşımda canlandı adeta eski günlere döndüm. 2 dakika sonra Naci Usta geldi.
+Hayırdır evladım çok kötü görünüyosun.
-Usta aşık olduğum kız öldü ve ben yıllar sonra öğrendim.
Bütün olanları anlattım tek tek. Naci Usta'ya her zman güvenir derdimi anlatırım. Biraz dertleştikten sonra lahmacunlarımız geldi beraber yedik. Bana hesap ödettirmedi. Mekandan ayrılırken Naci Ustayla vedalaştım gözleri dolmuştu adeta. Uzun zaman sonra adam akıllı yemek yemenin vermiş olduğu enerji ile eski spor salonuma uğradım. Çok geliştirmişlerdi ama sahibi aynı kişiydi. Yarım saat kadar konuştuktan sonra tekrar üyelik aldım ve arabamın yolunu tuttum. Sahile gittim ve kafamı dinledim. Artık eski hayatıma dönmem gerekiyordu bunun farkındaydım ama Ayça aklıma geldikçe tek yapmak istediğim şey oturup ağlamak oluyordu. Biraz kafa dinledikten sonra eve geçtim film vs. zaman öldürdüm akşam oluncada spora gittim.
ilk hikayeyi okumayanlar için (bkz:
sonunda ağlatan aşk hikayem)
edit: hikaye bitmiştir panpalarım