0
*
Kafanızda nasıl bir boncuk Ömer var bilmiyorum ama 1.83 boyunda, çocukluğundan beri ağır sayılabilecek bir işte çalıştığından dolayı kaslı denemez ama fit bir vücudu olan, çok masraf olmasın diye saçları oldum olası 3'e vuran, mavi gözlü biriydim.
Daha önce ablam ve annem hariç hiç kimse bana yakışıklısın dememişti,
ben de aynaya baktığımda 1 kez bile yakışıklı olduğumu düşünmemiştim ama taksiciliğe başladıktan sonra hayatım değişmişti beyler.
Taksiye aldığım bayan müşterilerden bazıları telefon numaramı istiyor, cep telefonum olmadığı için durağın numarasını veriyordum.
Bazıları arabadan inerken bir kağıda telefon numaralarını yazıp arka koltuğun üzerine bırakıyor, ben durağa gittiğimde farkediyor ve kimseye söylemeden yırtıp atıyordum.
Sabahları dükkana akşamları taksiye gidiyordum.
Hayatımdan memnun değildim ama bunu sorgulayacak zamanım neredeyse hiç olmuyordu.
Boş bulduğum her vakti uyuyarak geçiriyordum.
Cemil usta yorulduğumu farketmiş olacak ki bana hiç bişey demeden dükkanı 8'de hatta bazen 7'de kapatmaya başladı.
Bi kaç kez lafını açtım "müşteri gelmiyor zaten amk" diyerek kestirip attı.
Annem arada bir arıyor bizi yokluyor sürekli Selim'i soruyor ben de aklı kalmasın diye çok iyiyiz diyordum.
Selimi haftada 1 belki görüyordum. Duyduğuma göre o da sabahları bi kafede çalışıyordu.
Arada ablama uğruyor halini hatrını soruyor iyi olduğunu bilip rahatlıyordum.
Geçen süre içinde ehliyet ve şöförlük yapmak için diğer belgeleri almıştım.