/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    +1
    Hepimiz, özellikle ortaöğretimdeki öğrencilik hayatımızda,
    öğretmenlerimizin önerdiği bazı kitapları okuyup özetlerini çıkartmış
    ya da tanıtmışızdır. Bu çalışmalar, genelde Türkçe, Türk Dili ve
    Edebiyatı ve kompozisyon derslerinde gerçekleştirilmektedir. Bunlar,
    genelde edebi eserlerle sınırlı olup bir hikaye ya da romanın
    özetlenmesi biçiminde olabilmekteydi. Bazen öğrenciler, bu tür
    çalışmaları söz konusu roman ve hikayeyi okumadan, varsa piyasadaki
    özetlerinden yararlanarak yapabilmekteydi. Roman özetlerini kapsayan
    bazı Türkçe kitapların olduğu bilinmektedir. Bu yolu tercih eden
    öğrenciler, kitabı okuyarak özetleme yerine aktarmacılık yolunu tercih
    etmektedir. Çoğu kere bu da amaca hizmet etmemektedir. Kitap
    incelemesi, bir eserin özetlenmesiyle sınırlı bir çalışma değildir.
    Kompozisyon konusunda yazılmış bazı kitaplarda kitap incelemesiyle
    ilgili olarak yazarların kendi tercihlerine göre oluşturdukları bazı
    inceleme planları yer almaktadır. Bunlar, genel bir standarda
    uymamakta, incelenecek eserin niteliğine göre de farklılaşabilmektedir.
    Ayrıca kitap inceleme planlarıyla birlikte incelenecek kitapların niteliği
    de okul kademelerine göre değişebilmektedir.

    Üniversite yıllarında da kitap va makale incelemeyle ilgili bazı
    çalışmalar yapılmaktadır. Öğrenciler, öğretim üyelerinin önereceği bazı
    eserleri, önerilen planlara ya da kendi tercihlerine göre
    inceleyebilmektedirler. Özellikle lisans üstü eğitimde kitap ve makale
    incelemesi ve eleştirisi ayrı bir önem taşımaktadır. Bazı öğretim
    üyeleri, dönem başında ders planını yaparken işlenecek konularla ilgili
    olarak öğrenciler tarafından okunacak ve incelenecek makale ve
    kitapların da bir listesini vermektedirler. Bu tür uygulamalar, özellikle
    ABD’deki üniversitelerde lisans üstü eğitim çalışmalarında önemli bir
    yer tutmaktadır. Bunların yanında öğrencilerin hazırlayacakları makale
    ve bildiri denemeleri de önemlidir. Bunlar, akademik çalışmaların
    vazgeçilmez gerekleri arasındadır.
    Türkiye’de öğretmenlikten öğretim üyeliğine uzanan ve eğitim
    sisteminin her kademesinde geçen otuz yıla yakın meslek hayatım

    boyunca ve on yılı aşkın bir zamandan beri de çeşitli dergilerde ve
    yayınevinde yaptığım hakemlik sürecinde incelediğim bazı kitaplar ve
    yüzlerce makale denemesinde, öğrencilerimin olduğu kadar yazarların
    da düşünsel ve mantıksal plan ve içeriği oluşturma yanında, yazı planı,
    paragraf oluşturma, imla ve noktalama gibi şekilsel özellikler yönünden
    de bazı sıkıntılar içinde olduklarını gözlemekteyim. Ayrıca,
    üniversitelerdeki öğretim üyeliğim sırasında, gerek lisans düzeyinde,
    gerekse lisans üstü eğitim programlarına devam eden öğrencilerimde,
    kitap ve makale özeti ve eleştirisi, makale denemesi, tez ve proje
    hazırlama çalışmaları sırasında oldukça sıkıntılar yaşadıklarına şahit
    olmuşumdur. Yazmak, elbette zor bir uğraştır. Hele ki edebi, bilimsel
    ve akademik bir yazı yazmak, çok daha zor bir iştir. Her konuda olduğu
    gibi bu konuda da bir çıraklık döneminin yaşanması doğaldır. Dergiler
    de bu süreçte birer araç olarak “yazarlık okulu” olmak durumundadır.
    Gelişmiş Batılı ülkelerde kitap inceleme, ingilizce “book review” adı
    altında yapılmakta olup bu konuda öğrenciler ve yazarlar için, kişi ve
    kurumlar (öğretmen, öğretim üyesi, okullar, kütüphaneler) tarafından
    bazı rehberler ve planlar önerilmektedir. Bunların yanında, bu konuda
    yazılmış onlarca kitap bulmak mümkündür. Ayrıca, sadece kitap
    özetlerinden ve tanıtımlarından oluşan, geçmişi oldukça eskiye
    dayanan süreli yayınlar bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının yüzyıla
    yakın bir geçmişi vardır. Ayrıca, kitap tanıtım ve eleştirilerinden oluşan
    ve çeşitli bilim alanlarını kapsayan indeksler de yayımlanmaktadır.
    Bunlar, araştırmacılar için söz konusu kitaplar hakkında önbilgiler
    edinmek açısından vazgeçilmez kaynaklar arasında yer almaktadır.
    Türkçe’de eski dilde “tenkid” ve şimdilerde “eleştiri” olarak kullanılan
    bir kelime, kitap ve makale sözcükleriyle birlikte “makale eleştirisi” ya
    da “kitap eleştirisi” olarak kullanıldığında, bazen ürkütücü
    olabilmektedir. Ülkemizde bir “eleştiri kültürü” gelişemediği için
    eleştiri yapma, çatışmaya (ileri düzeyde de kavgaya) ortam hazırlayan
    bir girişim olarak algılanabilmektedir. Çoğu zaman bu ifadelerden
    olumsuz anlamlar çıkarılmakta ve böylesi bir işe girişmek, biraz cesaret
    ve risk üstlenmeyi gerektiren bir davranış olarak görülmektedir.
    Halbuki eğitimin, bilimin ve bilimsel araştırma sürecinin temel ereği,
    kişilerin eleştirel bir tutuma sahip olmasını da gerekli kılmaktadır.
    Kitabiyata dayalı eğitimde ve doğrulamacı bilim anlayışında, hep
    üstadların yazıp söyledikleri doğrulanmaya çalışılarak bilimsel bilgi
    üretilmeye çalışılmaktır. Oysa Karl Popper’ın da ifade ettiği gibi
    bilimde sahip olunması gereken tavır yanlışlamacılıktır.

    özet: adam haklı beyler
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster