+35
-2
1 Saat geçmişti kapısının önüne küçük bir jammer yerleştirmiştim. içim rahattı kimseyi arayamaz internete bağlanamazdı. Birden perdesi açık olan odanın ışığı yandı hemen nefesimi tuttum ve parmağım tetiği okşuyordu. Ancak odaya tam girecekken birden döndü ve saçları göründü. Saçları uzundu ajan büyük ihtimal bir kadındı. sabırla beklemeye devam ettim.
Ben ajanı beklerken telefonum çaldı arayan kişi belli değildi. Bu telefonu böyle bir tek kişi olabilirdi oda teşkilatın kurucusuydu. ismini bilmiyorduk sesini bile duyan kişi sayısı 2'idi. Ben ve bahadır komutan.. Telefonu açtım efendim dedim. Telefondaki ses bana ajanın midesinden vurulmasını emretti. Nedenini sordum.. Ne zamandan beri emir sorgulanıyor dedi ve kapadı. Nişanımı hemen ona göre ayarladım ama aklımdan neden böyle bir emir geldiğini anlayamamıştım. Şimdiye kadar hiç bir hedef ıskalamamış hepsini kafadan nokta atışı ile vurmuştum. Ancak sonradan hatırladım mevzilendiğim mesafeden bu silahla mideden vuruşta sağ bırakma ihtimalim vardı. Sonuç olarak benim görevim öldürmekti ne önemi vardı ki? Nişanımı tekrar kafa hizasına aldım ve bir el gördüm giriyordu sonunda odaya.
Çok hızlı yürüyordu ajan elinde telefon vardı saçları yüzünü kapatıyordu. Öyle hareketli bi hedefi vurmam bu mesafeden çok zordu ya pencereye doğru yürümeli yada öylece beklemeliydi. Nefesimi 3. kez tuttum ve bu sefer pencereye doğru döndü nişanım tam alnının ortasına gelmişti kolumu kastım tetiği bastırmaya başlarken birden parmağı tekrar çektim. Gözüm yerinden fırlayacak gibi nışanda nefesimse çoktan gitmişti alamıyordum soluğum kesilmişti. Nışanımdaki.. Gamze'ydi..