/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 201.
    +1
    işlerin çığırından çıkacağının bi işaretiydi bu. bir sonraki hamlesi daha büyük bişey olacaktı. inşaatta belli bazı tedbirleri aldım bu kez. bekçisinden güvenliğine , kamerasından ışığına kadar ışıl ışıl yaptım inşaatı. artık uçan kuştan haberdar olacaktım. o inşaata bir daha benden izinsiz dişi inşaat ustası bile giremeyecekti. gerçi erkekte giremez amk. giberler. sadece kızı değil. ikisinide. neyse. olayların üstünden biraz vakit geçtikten sonra leyla beni aradı. açtım telefonu şaşırdım. efendim dedim. ibo müsaitmisin dedi. evet söyle ne var dedim. akşam bi işin var mı bi yerlere gidelim konuşmamız yarım kalmıştı dedim. gidelimde gene yarım kalacak o konuşma biliyosun demi dedim. evet de gidelim yani bu bi engel değil dedi. iyi tamam o zaman çıkışta gelirim yanına ordan kaçarız nereye istiyosan dedim. peki tamam dedi kapattık. benim olayların başında yaptığımı şimdide o bana yapmak istiyodu anlaşılan. ha beni tanıyarak bana yakınlaşarak falan ne yapmaya çalışacak yada ne düşünüyodu hiç bilmiyorum ama. belkide işleri aşk meşk işlerine getirip saçmalayacaktı. sonuçta onu ve ekibini ikinci kez hardcore bi biçimde züt ediyodum. başta bahsettiğimiz saygıyı köküne kadar hissediyodu bana karşı. ne kadar uyuz olsada. akşam oldu gittim bunların şirketine. kapının önünden aldım. ne yaptın falan hoş beş. arada gene bi soğukluk var tabi. giblemiyorum pek. seni bugün özel bi yere zütürmek istiyorum dedi. allahalla dedim. sesinde bi ciddiyet gereksiz bi solgunluk vardı kızın. nereye dedim. gidince öğrenirsin dedi. tamam o zaman yürü gidelim dedim. bi yandan da kafamda kuruyorum. ulan acaba gibtirecek mi beni. zütürüp elalemin önüne atıp kurşunlatacak mı falan diye aklımdan binbir türlü senaryo geçiyo. beyler gülmeyin amk olabilir. sonuçta inşaattan gece vakti demirleri çaldırmış bi kız. hırstan gözü dönmüş artık. belki daha da sinirlendi ağzıma sıçtıracak. herşey olabilir yani. neyse abi. gidiyoruz yolda. bi lokantanın önünde durduk. eski bi lokantaydı. eski derken , köklü yani. bin dokuz yüz bilmem kaçtan beri yazan bi levhası var. önüne gelince şöyle bi durakladı. sesindeki hüzün vücuduna dağıldı. geniş bi nefes alıp ıııııh ıııh dedi içinden iç geçirdi. kapıyı açtı. kapıda kaldım. gelsene ne bekliyosun dedi. dalmışım amk. geliyorum dedim. korkma bişey olmayacak sana gel tırsma bu kadar benden dedi. ses vermedim. arkasında takip ediyodum. yürüyo ama bastığı yerler önceden basmayı planladığı yerler. yani nereye nasıl adım atacağını hangi masaya oturacağını , neler konuşacağını falan çok önceden planlamış. kafaya koyulmuş bişey bu. rastgele gelişmiş bişey değil. kendinden emin ve kararlı yaptıklarında. herşeyin farkındayım. yürüdük. o masaya geldik ve oturduk. karşısına geçtim. bir dakika kadar falan hiçbişey demeden oturduk. o gözlerini dikmiş bana bakıyodu. bende etrafa bakıp dekorları falan inceliyodum. nezih aile evi gibi bi yerdi. masalarda falan masa örtüleri var böyle evde yıkanıp gelmiş gibi. bildiğin evde yemek yediğiniz masalar yani. öyle peçetelik falanda yok. adam sanki evinin salonuna bi kaç masa daha atıp lokantaya çevirmiş gibi. bir dakika kadar sonra falan bi garson geldi. belliki orayı evi bellemiş. rahat tavırlarla buyrun efendim hoş geldiniz ne ikram edelim size dedi. ben daha ağzımı açmadan , dedi ki bana bir tane tavuk çorbası getir. üzerinde ve içinde hiçbişey olmasın. beyefendiye de az pişmiş bi pirzola getirin. kemiği alınmış sadece et şeklinde olsun. getirmeden önce üçe bölün. parçaları eşit şekilde ayarlayın. masaya 3 tane su bardağı , bi tanede kara biber bırakın ve masadaki diğer şeylerin hepsini alın zütürün dedi. garson biberlikleri falan kaldırdı. tuzlukları falan zütürdü içeriye. o arada bi tanede salata istedi. çok iyi hatırlıyorum bak salatanın içinde sadece domates ve marul istedi. sirkesiz , bol limonlu. hatta domateslerin jülyen usulü olmasını dahi hatırlıyorum bak. ayrıntıların anasını gibti çünkü. her bir ayrıntısını zerresine kadar hatırlıyorum. neyse abi. bişeyler dönüyodu. kafasında bi plan vardı ve direk sadede gelsin diye ağzımı açmıyorum. yemekler gelene kadar hiçbişey söylemedik. hiçbişey konuşmadık. masa tam istediği gibiydi. bardakların duracağı yerleri falan bile tek tek ayarladı. masayı kafasında kurduğu şekle gelinceye kadar kurcaladı. garson siparişleri getirip başka bi isteğiniz varmı dediğinde masaya göz gezdirdi şöyle. teşekkürler dedi ve bana döndü. garson gittikten sonra yüzüme bakmaya devam etti. bende ete dalacaktım ki. baktım gözlerini hiç çekmiyo. bakıp duruyo. lan gibtir et yiyim dedim. çatalı batırdım. rahatsız oldum. geri çektim. sonra bi daha yiyim diye öteledim. ulan ne garip bi duygudur birisi size öylece bakarken yemek yemek. bide ben öyle çekinen eden bi adamda değilim. gördüm mü dalarım yemeğe falan. yada tuvalette böyle çekinen insanlar vardır. o tuvalete girdiği zaman illaki suyu açar. öksürür içerde falan. ses çıkarır zütünün sesi duyulmasın diye. koku çıkana kadar beklemeye falan çalışır kendi kendine bi saçmalar. kuvvetli osurunca bi utanır falan. ulan tuvalet orası. oraya osurmaya ve sıçmaya girersin yani. içerde yemek yersen ayıplanman gerekir. yada ne biliyim müzik dinlersen uyumaya çalışırsan falan garipsenir. sıçarken ne olacaktı yani illaki osuracaksın. o ses çıkacak ve orası kokacak yani bunu büyütmenin gizlemeye çalışmanın falan manası ne. sal gitsin. rahatına bak. ben ofiste falan da beyler çocukluktan beri pantolonu falan çıkarmadan sıçamam. garip takıntılarım vardır benim. asla tam saatlere alarm kurmam mesela. yani 8 de kalkacaksam. 08:00 a kuramam o alarmı. ya 7:43 falan o tarz buçuklu kurarım. yada 8:02 falan. 8:00 olmaz o. yada mesela odada kapıya ve odaya sırtım dönük uyuyamam. illaki yüzüm odanın kapısına ve odaya doğru olmalı. duvara yüzümü dönüp uyuyamam kesinlikle. nedense amk çocukluktan beri böyledir. bizim katil falan dalga geçerdi bana. tuvalette çıkarır pantolonu asardım o arka tarafa. ibo o ney amk falan diye gülerdi bana. rahatlık başka bişey amk. rahat rahat sıçamayacaksam ne anlamı var sıçmanın. niye kasıyoruz kendimizi sıçarken. neyse sıçma muhabbetini bırakalım artık.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster