-
176.
+12Otobüsün arıza yapmasıyla birlikte uzun bir yolculuktan sonra vardık evlerimize, ertesi gece deryayı göreceğim için uyku bile tutmadı ki zaten geceleri uyuyamama gibi bir hastalığım var iyice işime yaradı. Açtım kendi hazırladığım playlisti bir bir şarkılar çalmaya başladı, Karaçalı - Sesindeki Haziran, Gazapizm - Mualla, Allame - Kenar Mahalle derken sabahı ettim. Uykusuz ve yorgun bir şekilde sabah hazırlandım ufak ufak, okula yarım saat önce gittim, derya servisinden indi karşımdaydı. Gamzeleriyle bir gülümsedi, mutluluğun tablosuydu o an benim için. Hem zor zamanımda geldi elimden tuttu kaldırdı beni, hemde öyle mutlu ediyordu ki dünyalar benimdi resmen, bir haftaya yakın okulda her tenefüs yanımdaydı boş ders öğle arası ne varsa her dakika yanımdaydı ve sadece yanımda olmasının keyfini çıkarıyordum, arada ufak tefek ona aşık olduğumu belli etsem de yine de daha öte bir yakınlık göstermemeye dikkat ediyodum, bir hafta geçtikten sonra geldi yanıma yine kahve aldık bu sefer o ısmarladı, internet hakkımın olup olmadığını sordu, var diyincede aldı telefonu "Özer Atik - Yok Böyle Bişey" şarkısını açtı, benden sana gelsin dedi özellikle de sözleri diyince imalı imalı merak ettim başladık dinlemeye ve şarkıda "yolunu kaybedip dünyaya düşmüş bi meleksin" diye bir cümle vardı ki beni mutlu eden, anlatılmaz o duygu işte, ilk defa elimi tuttu..
başlık yok! burası bom boş!