Akşam geldik. Yorgunluktan hemen yatağa girdim. Yanlız,evin yakınından o duyduğum uğuldama seslerini tekrar duymaya başladım. Korktum,fakat yorgunluğum ağır bastı.

Ertesi sabah etradi gezecem deyip çıktım. Görkem abilerin evine gittim. Görkem abi ve dedesi vardi. Babası gil bir akrabalarina gitmişler.

Dedesi 72 yaşındaydi,Şükrü dede. Elini öptüm. Dede,ben sizin yan komşunuzun yeğeniyim dedim. Sana bir soru soracam,bu mazgaç daği cinli mi dedi.

Ilk başta böyle bir soru duyduğu icin biraz afalladi, fakat sonra anlatmaya başladı. Eskiden bu yaylada bir adam yaşarmış.Bu adam cinleri görürmüş.Bir gün,bu adam köyün yakinlarinda kızıl renkli bir köpek bulmuş.Onu besleyio sahiplenmiş.Bir gün köyün yakınındaki değirmene giderken bu köpeği yanina kalmış. Köpeğin adını da kızıl koymuş bu arada, değirmene gitmiş. Işi uzun süreceği için akşam degirmenin icindeki bir odada uyumaya başlamiş. Geceleyin uyanmiş. Kapi araligindan baktiginda, değirmenin içinde, garip görünümlü insanların halay çektiğini görmüş. Köpeği kızıl da,birden kalkıp halaya katılmış. Halay çekenlerden biri,bu adami görmüş.Sen de gel demiş. Kızıl da,o benim sahibimdir ha,ona karışmayin demiş. Ertesi gün adam değirmenden dönerken,bre kızıl, senin böyle marifetlerin varmıydı demiş. Arkasini dondugunde kizil yok olmuş.Bir daha da görünmemiş.