+531
-17
Üstedit1: Evlenelim diyen panpalara... liseli bamya sevmiyorum
istanbul teknik üniversitesi kız yurtlarının birinde meydana geldiği iddia edilen olaydır. iddia eden kişi bu durumu itü sosyal adlı facebook grubunda paylaşmış. paylaşılan yazıyı direkt olarak kopyalıyorum.
"merhaba arkadaşlar, sizlerle yaklaşık 5 aydır uğraştığım itü rezaletini paylaşıyorum. ne yaptıysam suçlu durumuna hep ben düştüm. bu sene yanıma yeni bir oda arkadaşı geldi. ancak, pgibolojisi bozuktu; o yüzden iyi davranmaya çalıştım. kız bazı uygulamalar aracılığıyla gecelik ilişkilere uzanan şeyler yaşıyordu ki bu bizi asla ve asla ilgilendirmez; ancak geç saatte gelmesi, ses yapması, odanın içinde alkol ve ot tüketmesi ciddi sorun arz etmekteydi. en sonunda kredi kartı olmadığını ve çok sevdiği birine hediye almak istediği yalanını ortaya atmıştı; ben de iyi niyetimden kredi kartımı kullandırttım. tabi bu benim hatam; ancak bilgileri sonra alınmıştı. onu geçtim; 100 dolarlık harcama geldiğinde kızı hiç aramadım; arkadaş kırmadan kıza durumu anlatmaya çalışmıştı. kız da gece yanıma gelip "ben bilerek aldım; benim kredi kartım bile vardı. hahahaah" dedi. bunun üzerine alkol ve türevlerine devam edip skype'ta 50-60 yaşında adamlara gözümün önünde camshow yaptı. dayanamayıp dilekçe verdiğimde ise yurt müdürü çiğdem taş "sen içmesen otu nasıl anlayacaksın?" gibi kötü bir itham da bulundu ki yaklaşık 1 sene yurtdışında yaşadım. olayın çözümlenmesi için yurt-burs ofisine başvurdum. yurt ofisindeki dilekçeme ithaben kızın dilekçesi beraber içki içiyorduk oldu ki ben dilekçe verdikten sonra odada kutu dolusu içki bulunmuş; bunu da yurt çalışanı beni sevdiğinden söylemişti. ancak yurt müdüresi "yok öyle bir şey; sen bunu nerden duydun?" diye yalanlamaya kalkıştı. bu daha rezaletin başıydı, kanıtlar yok edilmeye başlanmıştı bile. dahası "tükürük analizi yaptıralım; şişelerin kimin olduğu belli olur." dedim. onu da geçiştirdiler. kızı koruyanlar vardı, belliydi. ot için de kan ve saç her ne gerekliyse vermeye hazırdım. onlar ise şişelerin sadece fotoğrafını çekip "beraber içmişler, o yüzden yönetimin haberi olmamış." yazmışlar. hakkımı arayayım dedim, sonuçta saf değilim; içki içip şikayet etmek ,onu geçtim, dilekçe verip şişeleri bulundurmak ciddi anlamda saflık. rektörlüğe gideyim dediğimde içeri alınmadım; içki içen kız gelmiş olarak nitelendirildim. not ortalamama dereceme bakın dediğimde de dalga geçildim. kütüphanede çalışmak istediğimde "yurdun kurallı var; yurt dışında bir yerde kalamazsınız kütüphane bile" denildi; ancak şikayet ettiğim kız istanbul'da yaşayıp çoğu günler ailesinin yanına gidiyordu, bu bir sorun olamazdı. yurt ofisi çalışanlarından zeynep hanım hastalığımla dalga geçerek "çok solgun görünüyorsun hhaha, sınavlardan mı?" gibi küçük gören tavrını takındı. beni telefonla arayıp "yurttan atıldın, gerekli işlemleri yap. yoksa disipline gideceksin. bu olayı çok da kovalama." dediler. annem aradığında "hangi vasıfla arıyorsunuz, sizinle konuşma zorundalığım yok." dediler. ancak kpss ile gelen bir memurun bu özgüveni ve itü öğrencisini hatta daha da önemlisi itü ailesini aşağılaması bu okulun ne denli berbat bir yapıda olduğunun göstergesi. yurdumdan ayrılma dilekçesini verdikten sonra anlaşıldı ki oyuna getirilmişim. yazılı bir belge ve suçlama olmadan o yurttan çıkarılma durumum söz konusu bile değilmiş. onların göstergesi işte "kendi isteğiyle ayrıldı, biz suçlama yapmadık" olacak. bu rezaleti her ne kadar gizlemeye çalışsalar da olayın aslı budur!"