-
1.
+1 -1KURAN'A AYKIRI (YALAN) HADiSLER
“Onları çıkarın” ya da “ayrılın” ifadesini, çoğu çevirmenler “dövün” diye çevirmişlerdir. Dilimize “dövün” diye aktardıkları “darabe” sözcüğü, Kuran’da 58 yerde geçer ve bağldıbına göre farklı anlamlara gelir.
Seyahat etmek, dışarı çıkarmak: (Bakara Suresi, 273; Ali imran Suresi, 156; Nisa Suresi, 101)
Vurmak: (Bakara Suresi, 60 ve 73; Araf Suresi, 160; Enfal Suresi, 12; Ta Ha Suresi, 77; Saffat Suresi, 93)
Dövmek: (Enfal Suresi, 50; muhafazid Suresi, 27)
Örnek Vermek: (ibrahim suresi, 24 ve 45; Nahl Suresi, 75, 76 ve 112; Kehf Suresi, 32 ve 45)
Uzak Tutmak/Ayırmak: (Zuhruf Suresi, 5)
Mahkûm Olmak: (Bakara Suresi, 61)
Kapamak, Vurmak: (Enfal Suresi, 12; Kehf Suresi, 11)
Örtmek: (Nur Suresi, 31)
Açıklamak: (Rad Suresi, 17)
gibi birçok anlamların hepsi Kuran’daki “darabe” sözcüğüne yüklenmiştir.
Geçmiş çevirmenlerin tamdıbına yakınının “o kadınları dövün” diye çevirdikleri ayetteki “darabe” sözcüğünü bazıları yumuşatarak “azıcık dövün” , “acıtmadan dövün” diye çevirmişler, Kuran dışı kaynaklardan gerekçeler sunmuşlardır. Oysa Kuran’ın Arapçasında “acıtmadan dövün” diye bir anlam yoktur. Eğer “darabe” sözcüğü “acıtmadan azıcık dövün” anldıbına geliyorsa, aynı “darabe” sözcüğü, aynı kipte, Enfal Suresi 12. Ayette, “Hiç acıtmadan parmaklarını doğrayın” ya da “Hiç acıtmadan boyunlarını vurun” anldıbına gelsin. Evet, ayette “o kadınları darb edin” deniliyor. Ancak bu, o kadınları dövün mü, yatırın mı, gönderin mi, ayrılın mı, yollayın mı, doğrayın mı, örtün mü yoksa örnekleyin mi anldıbına geliyor?
Arapçada, kitap darb etmek, kitap yayınlamak demektir. Arapçada “Darb-ül evvel” deyimi ilk yaratıklar anldıbına gelir. Arapçada iki insanın darblaşması dövüşmeleri anldıbına gelmez. Tersine birbirleriyle ortak olup bir işletme kurmaları anldıbına gelir. Birinin kendi parasını darb ettiği, diğerinin de yalnızca emeğini darb ettiği ortaklıklara Arapçada darblaşma (Mudaraba) adı verilir. Öyleyse Kuran’ın bu ayetinde geçen “o kadınları darb edin” cümlesi nasıl olurda “dövün” demek olabilir? Arapçada kitap darb etmek, bir kitabı pataklamak, dövmek midir ki bir kadını darb etmek “o kadını dövün” anldıbına gelsin? Arapça çadır darb etmek çadır kurmak anldıbına gelir yoksa çadırı dövmek değil. (Dilbilimci Cengiz Özakıncı’nın Dünden Bugüne Türklerde, Din ve Dil, adlı yapıtı, konuları bilimsel olarak ele alıyor. Otopsi Yay.)
işin en acı ve ilginç yanı da, Kuran ayetini “dövün” diye çevirenler hemen altına not düşerek “Peygamberimiz eşlerinden hiç birini dövmemiştir, ümmetine de dövmemeyi tavsiye ediyor” diye Allah ile Peygamberin arasını ayırmak istemişlerdir. “Allah ile Peygamberlerin arasını ayırmak isteyenlere acıklı bir azap hazırlanmıştır.” (bak. Nisa Suresi, 150-151) Güya Allah kadını “dövün” diyor Peygamberde “dövmeyin” diyor. Hem de böyle söyleyen cahil ya da bağnaz insanlar değil adı sanı belli alimlerimizdir. Bu denli tehlikeli ve çelişkili bir yol izleyen çevirmenlerin durumunu, Allah’a havale etmekten başka yapılacak bir şey yoktur. Allah affetsin. Ayette “kadınları dövün” anlamı değil “kadınları çıkarın” ifadesi vardır.
başlık yok! burası bom boş!