+128
-5
Bu satırları yazarken salya sümüğüm beyler. Az önce kedimi kendi ellerimle toprağa gömdüm. Hani derler ya en büyük acı evlat acısıdır diye. Ben o acıyı az önce tattım beyler. Elime doğmuştu daha 4 ay önce. Her gün sevdim onu, öptüm, kokladım. Oyunlar oynadık birlikte. Annesinin 3 yavrusundan birisiydi. iki yavruyu da sahiplendirmiştik. En çok onu benimsediğim için o kalmıştı yuvamızda. Az önce göçüp gitti bu dıbına kodumun dünyasından. Evimiz 13. katta. Yavrum 2 saat önce aşağı düşmüş. Saatlerdir arıyoruz evde yok. Aşağı indim içim korka korka. Yerde yatıyordu beyler. Canına kurban olduğumun hayvanı kıpırdamadan yatıyordu. Kaskatı kesilmiş, gözlerine karıncalar doluşmuş öylece yatıyordu. ilk annem gördü cesedini hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Annemi eve gönderdim. Oturdum yavrumun yanına başladım ağlamaya. Canım yanıyo be beyler. Aşk acınızı gibeyim. Cidden kalbim ağrıyor. Yarım saat önce babamla birlikte bahçeye gömdük yavrumu.
Benimle birlikte yaşlanır diyordum. Rahat 15 yıl yaşar, evde ne olacakki diyordum beyler. Ama öyle olmuyor işte. Elinizdekilerin ne zaman kayıp gideceği hiç belli olmuyor. Sevdiklerinizin her zaman yanında olun. Ölümün ne zaman geleceği belli olmuyor