-
26.
+6Bir elinle hemen açılan yaranın üstüne bastırdın. Hıçkırarak ağlıyor bir yandan kanlar içinde kalmış eline tükürüp kan kaybından ölme korkusuyla yarana sürüyordun. Bunu sana ablan öğretmişti.Şimdi büyük ihtimal utanarak alışmaya çalışıyordu yatağına aldığı adama. Ozan korkudan altına işemiş yarı baygın şekilde ayakta kalmaya çalışıyordu. Yıkılmak imkansızdı en ufak bir alçalmada tasma boğazınızı sıkıyor aniden gelen bir nefessizlikle sizi kendine getiriyordu.
Umut
"Ben de öyle düşünmüştüm bi bi bi tanem" dedi ve tutup muzafferin serçe parmağını sertçe sıkıştırmıştı kesicinin ağzına. Birkaç kere hızlı hızlı açıp kapatmış anca o zaman koparabilmişti parmağı. Muzaffer çırpınıyor kaçmaya çalışıyor fakat en ufak ters harekette boğazını sıkan tasma onu çaresizce umutun önüne getiriyordu geri.Şeyma çıldırmışçasına çığlık atıyordu artık Tuğçe ise delirmiş gibi sana "birşeyler yap, bişey yap" diye bağırıyordu. Kimse kendinde değildir.
Şeyma muzaffere bakmak için vücudunu her çevirdiğinde zütünün arasına kaçmış kilotuna bir bakış atıyordun mutlaka. Sonra gözyaşları içinde bakıyordun çevrene.Bir kurtuluş arıyordun ama burası zekice tasarlanmış bir cehennemdi. Kurtuluş pek de mümkün görünmüyordu. Muzafferin iki parmağı daha ayaklarının önüne düştü.
Şimdi bir tane daha
başlık yok! burası bom boş!