FiNAL

ibrahim baygın gözleriyle doğrulup yüzüne yaklaştı. Yerinden kalkamıyordun. Sait çoktan terketmişti bu diyarları.

"Tülaycığım göreceklerin için özür dilerim" dedi.

"ibrahim" dedin hırıltılı, yarım bir nefesle.

"ibrahim değil, yamyam ibrahim" dedi. Füsunken daha iyiydi diye geçti aklından. Kendi penisini çiğneyip yuttuğu an aklına geldi, miden bulanmadı bu sefer. Aynı o zaman onun bulanmadığı gibi. Elleri kelepçeli olmasa meryemi yiyeceği geçti aklından. Belki memelerinden başlardı.iyi mal varmış derken neyi kastettiğinden emin olamadın. Nasıl bir masaldı bu.Logar Gizem, Travesti Hamit, Meme Meryem, zütçü Sait.Şimdi de Yamyam ibrahimdi. Gözlerini kapayıp açtın.

ibrahim ayların açlığıyla bacağını kemiriyordu. Etin koparken sesimi duyuyor fakat tepki veremiyordun.Ölüyordun çünkü.

Etini çiğniyor iştahla yutuyordu.Bu kadar zamandır sana bakıp da iştahı kabarıyordu belkide.ilk zamanlar Hamiti izlemişti, ölüyken dakikalarca meryemi. Kısmeti senmişsin ama.

Nereden geldiği belli olmayan güzel birşey duydun. Sabah ezanı. Kafandaki Kazım Koyuncu-işte Gidiyorum duraklatıldı ezan başlayınca. Hava ağaç yapraklarının arasından süzülürken kanlı etinin yamyam ibrahimin dişlerinin arasında 3e 5 e ayrılışını dinliyordun ve yeni yeni uyanan kuşları.Ve sabah ezanını.

Sabahın ilk ışıkları sana ölüm yaklaşırken ki beyaz ışığı hatırlattı. Kalan son gücünle,son nefesinle kolunu havaya kaldırdın ve işaret parmağının ucuyla dokundun ışığa. Işığa dokunuyordun şimdi, içine çekilircesine. Sesler azaldı, gözlerin karardı.Her şey parmağının ucundaki bir ışık kadar küçüldü ve kayboldu. Teşekkürler Sabah ezanı, teşekkürler sabahın en temiz ışıkları

Teşekkürler