Başınıza torbalar geçirilirken şoförün ritmini bozmadan binaya ilerleyen ayaklarını gördün son olarak.Ucu iyice sıkılmış klostrofobik bir etki yaratmıştı üstünde. Bağırmak ve nefes almak arasında kalmışken daha önce maruz kalmadığın bir güce sahip eller soluğunu kesmiş, başına sertçe indirilen cisim ise tok bir ses çıkararak göz perdelerini bir anda tonlarca kilo ağırlaştırmıştı.

Ne kadar baygın olduğunu bilmediğin ve bilemeyeceğin bir zaman diliminden sonra şakaklarında inanılmaz büyük bir baskıyla tek gözünü açabildin.Bir santim bile kaldıramadın başını çünkü kuvvetli, yüzünü saran kocaman bir el başını yere durmadan bastırıyor,oda bir kızın tiz çığlıkları, inlemeleriyle sarsılıyordu. Kasvetli odada duvarlar bile dehşete düşmüş gibiydi.

Gözünde ki o görüşünü engelleyen buğu yavaş yavaş kaybolup, ağzındaki tuzlu, ılık ve kurumakta olan kanın tadını aldığında kızın da kim olduğunu gördün.

Gizem de oradaydı