Uçları kıvırcık, kısa saçları daima parlaktı Gizemin. Uçları daima omuzlarını okşar gibiydi. Annesi ve babası ayrıldığında kırtasiye makasıyla kesmişti ve daha sonra hiç uzamasına müsaade etmemişti.
Senin de annen baban ayrıldığından onu çok iyi anlayabiliyordun.

Fakat seninkiler dünyadan ayrılmıştı,bir arabanın içinde. Gizemin minik burun ve dudağı iri, siyaha yakın gözleriyle uyum içinde şirin kız kavrdıbını tanımlıyordu. Bembeyaz teni küçük göğüslerinin ucunda bitiyor, pembeleşiyordu.Meme uçlarını defalarca morartmana rağmen her zaman pembeleşmenim bir yolunu bulurlardı.

incecik beli doğal squatlı arkaya çıkık ve sıkı kalçasının üstünde kıvrılıyordu. Gizem seninle sevişmek için daima hazır ciksi bir kızdı.

Her lokmanızda "harika harika" diyerek yediğiniz yemeğe 37 tl verince 200 metre durmadan sövdünüz mekan çıkışında. Yaptığınız kaçamak tatiller kredi kartlarını yıpratmış ve bankaların sinsi gözlerinin cüzdanınıza çevrilmesine neden olmuştu.50 kuruşa çay içebileceğiniz bir çay evi bulduğunuzda sarmaş dolaş köşede bir yere oturup kendinizi deme bıraktınız. Gözlerinizi kapatmış müziğin ruhunuzla sevişmesine izin veriyordunuz. Hoparlörlerden tatmin edici bir ses seviyesinde Simge-Miş Miş çalıyordu.

Fakat siz onu giblemeyerek Nurettin Rençber-Aşk Sana Benzer'i söylüyordunuz