+6
Köy şehre 24-25 kilometre uzakta böyle nasıl desem kasaba gibi bir yermiş. Hani nüfusu 2 bine yakın olan büyük köyler olur ya ha aynı öyle bir yer. Çevre köyler felan şehre gideceğine buraya gelir pazar kurarlarmış.
Tabi darbe yıllarından sonra köyde yaşayan tek hane bile kalmamış alayı göç edip gitmiş. Tabi insanın kalmaması hizmetide bitirmiş. 40 yıldır kullanılmayan onarılmayan köy yolu bizim cipi bile zorluyordu.
Kısaca anlatmak gerekirse. Şehrin rakımı 1900 küsürdür, köyün ise 2500 kadar çıkıyordur.
Yolun rengi turuncu sarı arası bir renkti. Sürekli toz kalkıyordu.
Hava karardıkça gece hayvanlarının ürkütücü sesleri kulaklarımıza çalınıyor. Sesler arttıkçada bizim Ahmet altına kaçırıyordu.
Kubi böyle hayal edin işte 190lık dev gibi bir adamdır. Kilosu yerinde atletik doğa sporlarını seven sert bir adamdır. Babası her oturduğumuzda Kubinin Kara Harp okulunu kazanamadığını öğrenince günlerce ağladığını anlatır. Tam ona göre bir meslekti. Ama olmamış.
Ahmet. 180lik zayıf ve biraz içine kapanık, korkak bir tiptir. Hiçbir şeye bulaşmadan, sesizce yaşamak isteyen tiplerden olur ya. Aynen öyle