0
Artık ilk "yanaktan" öpücükle birlikte bi kademe daha atlanan ilişkimizde herşey çok güzel bi şekilde ilerlemekteydi. Gerek sınıfa gelip gitmeler , gerek arkadaş ortamıyla kaynaşıp onlardan biri gibi olmalar. Herşey çok iyiydi. Barış'ta artık benimle geliyodu , ama idil tarafından takılacak bi durum yoktu. "iyi günler yenge" diyip diğer çocukların yanına geçiyodu , kendi geyik muhabbetleri kendi aralarında dönüyodu. Bense idil'in yanında sarmaş dolaş oturuyoduk el ele kol kola. Çevremizde oturan kızlara yerli yerinde yaptığım espiriler , Gamze'yle olan atışmalarım , idil'e inceden ettiğim iltifatlar sınıfın gözünden kaçmıyodu. Sinem'le konuşmamız son hız devam ediyodu evet , ama her tenefüs Mehmet'in yanına gitmekten benimle sınıfta pek görüşemiyodu. Hem idil denen bi kıskançlık abidesi var dıbına koyim nasıl görüşeyim ben Sinem'le.
Bu arada idil'in sevdiği bi kaç parça vardı sürekli mırıldanıp durduğu. Onları çalıp ona bi jest yapabilmek için gitara başlamıştım bu arada. Daha ilk günlerim , parmaklarım su topladı. Ama geçecek tabii , ilerde güzel planlarım var. Bir diğer can dostum Yahya'da durumlar karmaşıktı esasında biraz. Ecem'le yine bi atışma bi kapışma halindeler. Ve Ecem'de benimle konuşmuyo artık. Neymiş , objektif düşünerek yorumlayamıyomuşum durumlarını her seferinde arkadaşımın tarafını tutuyomuşum. Yahu yok öyle bişi. Yine bi ara sahil yapmak lazım; kafaları dağıtmak , kendimizi toplamak , mutlulukları paylaşmak , güzel hayaller kurmak lazım. Hem bu arada benim bi ara Yahya'yla Barış'ı da tanıştırmam lazım. Ulan ne ekip olur bizden be.