Bu sefer sabah erkenden kalktım, dinç bir şekilde. Gittim elimi yüzümü yıkadım. Abim pekekenti yatıyor, babam mutfakta kendine Türk kahvesi yapıyor. Günaydın baba'dedim, Günaydın oğlum'dedi. Babaa banada yapar mısın ya kendine yapmışken? Aslında öylesine sormuştum, ama babam, tamam dedi. Normalde hayatta ondan bu kelimeyi beklemezdim, çünkü kahve biraz keyfi. Babam keyfi bana hiçbir şey yapmaz. Ama tama oğlum diyince, duygulandım lan, içimden ne oluyor amk dedim, rüyasında ak sakallı dedemi gördü.'dedim.

Yinede içim el vermedi, baba otur sen. Şaka yapıyorum ben yaparım dedim. (Bu da benim ne kadar hayırlı bir evlat olduğumu gösteriyor işte yaa beylerrr..) Babam yok ne olacak lan dedi, yinede bırakmadım onu oturttum kendim yapmaya çalıştım.. Babamın kahvesini verdim, biraz konuştuk.. Ardından dolaptan ayaküstü 3-5 şey tıkınıp, giyinip çıktım evden.

Bi 5-10 dakka Zeko'yu bekledim. Geldi sonunda pekekent, yine hurra temizlikti oydu buydu derken.. Zeko kahveye gitti, ben yine tek kaldım dükkanda. Arada sırada müşteriler geliyor, onlarla ilgileniyom. Sonra birden, Soner amca geldi dükkana. Hemen elini öpmeye çalıştım, öptürmedi.. Tokalaştı benimle.. Az biraz hal hatır sordum, nasılsınız diye. O da sordu. Mustafa'nın durumunu sordum, birazda Mustafa hakkında konuştuk. Mahkeme gününü sordum, söyledi Soner amca.. Avukatla konuştuklarını anlattı bana, yine içim parçalandı.

Sonra Soner abinin isteiğini verip, gitti. Mahkeme tarihini not ettim, o gün Soner amcalarda birlikte gidecektim..

Neyse iş günü bitti, bende artık eve doğru yol almaya başladım.. Telefona baktım Meryem'den mesaj gelmiş mi diye, yok amk.. Gittim kapıyı çaldım girdim eve.