Birde at kafalı Zeko yarım saat geç geldi, o kadar boş boş oturdum amk birde. Bir yandan hala Meryem'i arıyorum, bir yandan abim binine kafayı taktım. Öte ki yandan anam..
-

Zeko geldiğinde açtık dükkanı, akşama kadar yine feriştahım gibildi.. Millet et almıyoooo beyleerr, tavuukkkk alıyooo, beyaz ete düşmüşler fakirlikten. Haklılarda amk pahalı. Ama yinede dükkan dolu, sabahtan ikindiye kadar fazla iş olmuyordu. Millet akşama doğru bi geliyor, yetişemiyorduk lakin. Bu arada Meryem'i gün içerisinde tekrar aradım, yine açmadı. Neyse Zeki abi'yle kapattık dükkanı, ben eve doğru geçtim.

Kapıyı çaldım, anam açtı. Babam evde, abim yok. Anneme sordum, nerede abim? diye. Kuzenle dışarda takılmaya gitmiş öğlenden, hala gelmemiş eve.. Ohhh bi sevindim, abim denen muallakyi görmediğim her saniye için mutluydum amk. Anamla sabah ki konuşmanın devdıbını getirecektim, fakat babam evdeyken olamazdı öyle bişi. Babama selam verdikten sonra, geçtim mutfağa yemeğimi yedim, tekrar duş falan.. Bizimkilerin yanına salona geçtim oturdum. Hayret bu sefer televizyon izlemiyorlardı, anamla babam sohbet ediyordu.. Bir birlerinin anlattıklarına gülüyorlardı, çok eğlenceli dakikalar geçiriyorlardı. Ben varken hemdeee, beni sohbete dahil bile etmiyorlardı amk.. Neyse bende aldım kumandayı, kendi istediğim yeri açtım.. iplemediler bile, dedim ne oluyor amk. Balayına çıkacak çift gibilerdi.. Bende ellemedim, gençler takılsın dedim.