"Hoşgeldiniz komutanım"
"Hobaa... Hakkı?"
"Evet komutanım"
"Çakma gakkoş"

ufak bir gülümsemeyle birlikte odasından karakol bahçesine
baktım. Hava soğuk mu soğuk.
Fakat içtiğim çay beni her türlü rahatlatıyordu.
Aman ha gözünüzde çay tiryakisi olmayayım fakat
gerçekten çay sevmeyen adam bu zamanlarda
en az 10 badak çay içer ki çook eminim.

"Komutanım bu aralar bir kaç kere taciz yedik"
"Tugayda söylediler zaten raporda var"
"Sağolsun köylüler bizim tarafımızda"
"Allah'a şükürler olsun ve bozmasın"
"Amin komutanım"

"Kaç kişi geldiniz komutanım"
"Ben dahil 26 kişi"
"Komutanım şimdi şöyle iki farklı oda var birisi bana verilmiş oda
diğer oda ise geçici göreve gelen subay/astsubaya verilen oda
siz astsubayımla orada kalacaksınız"
"Hay hay paşam ne fark eder ki?"
"Haklısınız da komutanım şu karakol olaylarında hele ki bu havada sıkıntı oluyor"
"Askerler için yatak sayısı tam mı?"
"Şanslılar komutanım yatak sayısı fazla"

Kapının tıklatılmasıyla açıldı kapı;
"Merhaba komutanım"
"Merhaba astsubayım"
"Merhaba komutanım"

Ardından araya giren Hakkı Teğmen
"Komutanım Fazıl Başçavuşum karakol komutan yardımcısıdır"

Ardından ise askerleri koğuşlarına yerleştiren Abdullah astsubayım geldi;
"Komutanım her şey tamam"
"tamam askerlere söyledin mi bugün istirahatliler"
"Söyledim komutanım"