Meryem kulaklığı tekrar taktı, yürümeye devam etti. Ben yine gittim çıkarttım, lütfen konuş benimle dedim. Meryem kafasını çevirip, Yine ne istiyorsun?'dedi.
-
Ben: Bir şey istemiyorum, senden özür diliyorum Meryem. Yapmamam gerekirdi.
-
Meryem: ..
-
Ben: Ne olur bir şey söyle..
-
Meryem: ya Kutsal, sen benim sevgilim bile değilsin. Bunu yapmaya nasıl cesaret edebiliyorsun? Bu olanları sizinkilere veya bizimkilere anlatsam neler olacağını çok iyi biliyorsun. Bundanda mı korkmuyorsun?
-
Ben: Korkmadım dersem yalan söylemiş olurum. Ama elime böyle bir fırsat geçse yine yaparım.
-
Meryem: Bunu bir daha yapmana izin vermem zaten Kutsal.
-
Ben: Peki.. Seni hala seviyorum yalnız.
-
Meryem: Ben artık seni sevmiyorum, sana biraz sevgi besliyordum önceden. O da bu saçma sapan haraketinle bitti!
-
Ben: Ne olacak peki?
-
Meryem: Yine eskisi gibi olacaz, Beni eskiden nasıl görmezden geliyordun, şimdi de öyle devam et.
-
Ben: Bu saatteden sonra hiç bir şey eskisi gibi olmaz, Meryem.
-
Meryem: Sen bilirsin, böyle devam edersende olacaklara katlanırsın. Umrumda değilsin artık..
-
Çok sinirlendim, bir küfür ettim orada. Buraya yazmak istemiyorum beyler, hassas bir küfür diyim kısaca. Meryem yüzüme tükürdü. Ben hiç bir şey yapmadım o tükürünce sadece, gibtir git dedim. Meryem'e ettiğim küfür onu çok kızdırmıştı, bana bu kadar şerefsiz olamazdın, bunuda başardın'diyip gitti.