-
1.
+1... ve ben o gülüşünden cesaret aldım (sanki neye yarıyorsa hiç gelmeyen cesaretimin bir anda gelmesi) sabah yaptığım salaklığı telafi etmek için "sabah rahatsız ettiğim için özür dilerim" dedim, Esin bi anda afalladı "hangi sabah ne diyorsun ? " gibi birşey geveledi ağzında, utançım kat ve kat arttı, evet dostlar okadar silik bir tiptim ki Esin sabah ki bakışlarımı dahi farketmemişti bense beni farketti diye utanmıştım aslında beni gerçekten farketmiş olsaydı ben bu yüzden utansaydım bu beni birazda olsa rahatırdı ama o benim farkımda bile değildi " şey ık mık " derken anlattım ona herşeyi, dudaklarından süzülen iki kelime "farkında değildim" busefer gülümseyen bendim ama sadece yüz kaslarımın kendiliğinden yaptığı bir eylemdi bu içimde kopan fırtınaları gizlemenin tek yöntemiydi...
Aramıda geçen konuşmalardan sonra; aslında önceden Ankarada yaşadığını, babasının polis olmasından dolayı iş için buraya gelmiş olduklarını öğrendim, benim aileminde annemin öğretmenliğinden dolayı 1 yıl önce bu şehre geldiğimizi anlattım.
Onunla sohbet etmek beni rahatlatıyordu, bence bunun sebebi 17 yıllık makus hayatımdaki boşluğu doldurmaya başlamış olmasıdır. O gün boyu konuştuklarımızı 1 yıldır aynı sınıfta olduğum insanlarla konuşmamışımdır, okuldan çıktık sanki 40 yıllık dost gibi hararetli hararetli durağa kadar ...
başlık yok! burası bom boş!