+29
-1
Sonra Meryem, artık ben kalkayım müsadenizle dedi. Bizimkilerle çok kibar konuşuyordu amk, benle hiç böyle konuşmuyordu. Kıskanmıştım. Neyse o kalkınca bende kalktım, Meryem'i yolcu etmek için. Annem bir şey demedi bu sefer, Meryem annemi öptü, Emre'yide aldı gidiyordu. Kapıya geldiğimizde, Meryem'e;
Ne konuştun lan annemle? Yine bir iftira daha mı attın?
-
Meryem: Sanane.
-
Ben: Ben öğrenirim.
-
Meryem: Naparsan yap.
-
Ben: Evimize gelme bidaha!
-
Meryem: He gelmem, sanki senin kara kaşına, kara gözüne geliyoruz. Aptal yaa.
-
Emre: Ablaaaaa, ablaaaaaaa.
-
Meryem: Ne?
-
Emre: Kutsal abi senin için pipili arkadaşları var mı diye soruyo.
-
içimden hagibtir amk bini dedim.
-
Ben: Yalan söyleme Emre!
-
Meryem: (gülerek) ney? Ney?
-
Ben: Kardeşinde sana çekmeye başlamış, çocuğa öğretin yalan söylememeyi!
-
Meryem: He Kutsal he, Emre'cim, bir daha Kutsal sana benim hakkımda soru sorarsa, sanane diyeceksin. Tamam mı?
-
Ben: Yaaaaa, çooooook önemlisin sanki benim için. Hadi gideceksen git, beni meşgul etme!
-
Meryem: Görende işi gücü var sanacak, allahım ya Ha ha ha. Hadi görüşürüz canım' diyip gitti. Bana "Canım" diyince abazalığında etkisiyle, hormonlarım tavan yaptı. Yalan yok gibim kalktı. O giderken bende kapıyı kapatım, malafatın inmesini bekledim. Çünkü salona geçip, anneme ne konuştuğunu soracaktım. Biraz zaman geçti, geçtim içeriye.