-
1.
+1Çocukların gelmesine bir saat otuz beş dakika kalmıştı…
Bardağı alıp, çeşmeden kendime su doldurdum. Çok sakindim. Sanki onun kocası bendim. Suyu bir dikişte bitirdim. Kadına döndüm. iyice baktım. Çok ciksiydi ama evliydi ve çocukları vardı. Ben yirmi yedi yaşına giriyordum. O gün doğum günümdü. Evin kapı numarası yirmi yediydi. Ben, bu nedenle mi bu evdeydim ve bu kadın benim doğum günü hediyemiydi?...
Bugüne kadar hiç kimse benim doğum günümü kutlamadı! Yirmi yedi yıl boyunca, yapayalnızdım! Benim senden neyim ekgib! diye sordum…
Ağlamaktan,
Titremekten,
Korkmaktan,
Başka bir gibim yapmıyordu…
Daha da sinirleniyorduk…
Elimde sıkı sıkı tuttuğum bardağı suratına çarptım, bardak suratında parçalandı. Ellerim kan oldu. Kadın yere düştü. Çok üzüldüm, çok…
Ağlamaya başladım. Kaldırdım onu yerden...
Özür dilerim, özür dilerim. Bir daha olmayacak. Seni öldürmek istemiyorum. Merak etme, sana dokunmayacağım! dedim. Suratının sol kısmı feciydi. Acıktığımı hatırlattı…
Dolapta yemek var mı diye sordum?
Bitap düşmüş haliyle, başını sallayabildi. Dolabı açtım, dünden kalma bir çorba vardı. Onu çıkardım masaya koydum. Sessiz ol! Yoksa ölürsün! dedim. Ekmek kutusundan, ekmek çıkardım. Kaşık nerdeydi? Kaşık nerde! Kaşığın yeri nerde! Cevap veriyordu duyamıyordum…
Çok sinirlenmiştim. Bilerek yapıyordu sanki! Öyle düşündüm. Sinirlendim. Benimle dalga geçtiğini düşündüm. Bıçağı karnına sapladım ve bıçağı orda bıraktım. Aklıma geldi. Sesler! Azda olsa tepki çekebilirdi. Salona geçip televizyonu açtım, sesini yükselttim. Artık ses sorunumuz yoktu! Mutfağa döndüm. Bütün çekmeceleri açtım ve nihayet kaşığı buldum. Kadının temiz olan yanağından öpüp teşekkür ettim. Sandalyeye oturdum. Ekmeği koparıp ağzıma attım. Çorbadan bir kaşık alıyordum, kadına bakıyordum. Bir kaşık, bir kadın, bir kaşık, bir kadın…
Çok kan kaybediyordu. Hipovolemik şok meydana geliyor! Kanın hacmi, sağlıklı miktarın altına yani şu an hipo düşüyor. Cilt bilindiği üzere solgun, soğuk ve yapışkan…
Kalp atışı zay
başlık yok! burası bom boş!