+31
-1
Zile bastık kapıyı açtılar, annemle yukarı evlerine doğru çıktık. Ben annemin az berisinde duruyorum bilerek. Kapıyı Meryem açtı, anneme hoşgeldin teyzecim diyip sarıldı. Acaba banada sarılır mı diye düşünsemde, tabiki de sarılmadı.
Hatta beni görünce gülen yüzü, düştü amk. Annemin arkasından bende eve girdim. Yine kalabalık amk, kolu komşu, akraba, eş dost yine. Batırık diye bir şey var bilirsiniz belki beyler, ondan yapmışlar. Öhhhhhhhhh hayatımda yediğim en iğrenç şeydi dıbına koyim, biraz yiyim dedim sözde karnım aç diye geldim. Ama bi iki kaşıktan sonra atmadım ağzıma. Halbu ki Dilek teyze beni sever, ama anam durmama müsade etmiyor. Sürekli göndermeye çalışıyor, Meryem'de yanımızda. Tam kalkacakken, Dilek Teyze;
Otur oğlu otur, annene bakma sen.
-
Ben: Yok Dilek teyze ben gideyimm, burası kalabalık zaten.
-
Dilek Teyze: Otur oğlum otur, zaten batırıktan da yemedin. Güzel olmamış mı?
-
Ben: Yok Teyzecim, ben pek sevmiyorum. Normalde yemem zaten.
-
Dilek, anneme seslenerek çocuğu aç bırakma kız diyip gülmeye başladı. Ben sana şimdi tost yaparım, biraz bekle dedi.
-
Ben: Yok Dileek Teyze gerçekten sağool ben gidecem.
-
Dilek: Otur oğlum, 40 yılın başı geliyorsun buraya. Ben sizde yiyorum, utanma. Yabancı mıyız?
-
Ben: Estafrullah.
-
Dilek Teyze: Meryeeeeemmmmmm
-
Meryem: Efendim anne?
-
Dilek Teyze: Kalk çocuğa bir şeyler hazırla dolaptan. Yada Totst yapıver yesin.
-
Ben: Dileeek teyze vallaa sağool ben gidecem.
-
Meryem: Otur Kutsal, ben sana tost yaparım..
-
Annem gözlerini faltaşı gibi açıp bana baktı, adeta pgibolojik baskı altında bir savaş veriyordum. Neyse ki Meryem gel Mutfağa gidelim dedi.