vakt-i zamanında Can Yücel adamın birisine 'züt' dediği için adamla mahkemelik olur. hakim alır karşısına usta'yı sorar:

-anlat neden adama küfrettin?

Can Yücel başlar anlatmaya:

-bizim köyde hastane yokmuş bilir misiniz hakim bey ? valiliğe, belediyeye defalarca yalvarmışlar da öyle yapmışlar hastaneyi. şehirden koca koca doktorlar gelmiş. günün birinde adamın biri ateşli şekilde hastalanmış zütürmüşler doktora. doktor ona fitil yazıp demiş ki; 'bu ilacı anüsten alacaksın' demiş. 'tamam dohtor bey' deyip dönmüşler köye, anlatmışlar mevzuyu ama köyde 'anüs' ne kimse bilmiyor. ilacı verememişler bu yüzden.

aradan 1-2 gün geçmiş bizim adamın hastalığı artmış, toplanmış köylüler 'ne etmeli ne yapmalı' en sonunda tek çare olarak doktoru aramak icap etmiş ama kimse yanaşmamış, kandırmışlar birini aratmışlar. adam telefonda konuşmuş, bütün köylü toplanmış santralde bekliyor. 'dohtor bey ne etcez bilemedik' demiş, doktor karşıdan bi şeyler söyleyip kapatmış. adam dönmüş arkasına ve demiş ki 'dohtor ilacı makattan alacaksınız dedi' ama köyde 'makat' ne kimse bilmiyor. komşu köye kadar gidip sormuşlar orada da bilen yok. haliyle yine verememişler ilacı.

aradan 1-2 gün daha geçmiş adamın hastalığı iyice ateşlenmiş. köylü toplanmış konuşmuş 'ne etcez ne yapcaz' sonra demişler ki 'başka çare yok yine dohtoru arayalım' ama yine kimse yanaşmamış. yine biri kandırılmış, geçmiş telefonun başına ama söylenip durmuş 'çoh kızacak dohtor' diye. aramış doktoru, anlatmış doktora, doktor yine karşıdan bi şeyler söylemiş. telefondaki köylünün beti benzi atmış, dönmüş arkasına demiş ki:

'ben size dedim kızacak diye. zütüne sokun dedi'

yani işin aslı hakim bey, bizim orada züte 'züt' derler.