+2
Otobüs geldi, Ülkü'yle otobüse bindik. Otobüş ikimizin evinin güzergahından geçtiği için, hep aynı otobüse binerdik Ülkü'yle.
Otobüste hiç Ülkü'nün yüzüne bakmıyorum. Çünkü sinirliyim, bana sınıfta hiç güvenmedi. Aslında biraz haklıydı güvenmemekle.
Neyse bunların mahelleye yakın bir yerde indik otobüsten, bende bilerek onunla indim. Bir parka geçip, Ülkü'yle konuşmaya başladım.
Ben: lan zaten karnelerden sonra bir daha zor görürüm seni, biraz baş başa vakit geçirmeyi istemek suç mu? Sapık mıyım lan ben?
-
Ülkü: ya Kusal, yeminle yanlış anladın beni. Ben o manada mı söyledim?
-
Ben: evet?
-
Ülkü: hayır gerizekalı, okuldan biri veya hocalardan biri görse yanlış anlarlar. Baş başa ne yaptığımızı düşünecekler? Bizimkilerin kulağına böyle bir şey gitse, senide benide döverler.
-
Ben: Yemişim seninkileri! Dövsünler beni amk!
-
Ülkü: he gerizekalı, veli toplantısı olduğunda, yanıma bile yaklaşamamıştın(gülerek)
-
Ben: Ayıp olmasın diye aşkım
-
Ülkü: Kesin canım kesin.
--
Ülkü'yü evine kadar arkasından takip ettim, mahallesinde yanında yürüsem bir sürü kolu komşu akrabası var. Mecburen geberme riskini göze alamadığımdan arkasından takip ettim. Eve girmeden bana öpücük atıp gitti uzaktan. Tabi bende çok mutluyum. Neyse oradan bizim eve kadar mal gibi yürüdüm.